| Emrediyorum... tam iki gün sonra şafakta... şövalyeler karşılaşacak Ve gerçek ortaya çıkacak. | Open Subtitles | لقد أصدرت حكما عند شروق الشمس بعد يومين المحاربون سيلتقون, و الحقيقة ستظهر |
| Sen Ve gerçek, hapiste oturmuş, günde üç öğün yiyorsunuz. | Open Subtitles | أنت و الحقيقة تبقون بالسجن معاً تتناولون ثلاثة وجبات يومياً |
| Sen Ve gerçek, hapiste oturmuş, günde üç öğün yiyorsunuz. | Open Subtitles | أنت و الحقيقة تبقون بالسجن معاً تتناولون ثلاثة وجبات يومياً |
| Burası gürültülü ama bunlar gerçekler ve gerçekler seni özgür kılar. | Open Subtitles | , الأمر مزعج هنا , لكنها الحقيقة و الحقيقة تحررنا |
| Ama uzun sürede, hisler ve gerçeklik mühimdir. | TED | لكن على المدى الطويل، كل من الاحساس و الحقيقة مهمان. |
| Ve de gerçek, senin bir avukat olmadığın. | Open Subtitles | و الحقيقة هي انك لست بمحامي |
| Ve gerçek şu ki, bir an önce bu ameliyatı olmazsanız öleceksiniz. | Open Subtitles | , و الحقيقة هي لو أنكِ لم تخضعي بهذه الجراحة فسوف تموتين |
| Ve gerçek şu ki yaşıyor mu, öldü mü bilmiyorum. | Open Subtitles | و الحقيقة إنني لا أعرف إنْ كان حيّاً ام لا |
| Ve gerçek şu ki yaşıyor mu, öldü mü bilmiyorum. | Open Subtitles | و الحقيقة إنني لا أعرف إنْ كان حيّاً ام لا |
| Ve gerçek şu ki, bu ısı küçük bir çocuk-deli bana yapma türüdür. | Open Subtitles | و الحقيقة هي أن هذه الحرارة تجعلني مهووسة بالفتيان |
| Cevap verme. Düşün. Adalet Ve gerçek. | Open Subtitles | لا تجيبي , فكري بالأمر العدالة و الحقيقة |
| Ve gerçek şu ki bunu tek başıma yapamam. | Open Subtitles | و الحقيقة أنه لا يمكنني أن أقوم بهذا لوحدي. |
| Ve gerçek şu, ikiniz birbirinizi bırakmakla çok büyük bir hata yaptınız. | Open Subtitles | و الحقيقة هي أنتما قمتما بخطأ كبير بترككما لبعض |
| Ve gerçek şu ki sen avukat olmayı haketmiyorsun. | Open Subtitles | و الحقيقة هي انت لا تستحق ان تمارس المحاماة |
| Ve gerçek şu ki sen avukat olmayı haketmiyorsun. | Open Subtitles | و الحقيقة هي انت لا تستحق ان تمارس المحاماة |
| Ve gerçek şu ki oğlunuz tek bir nedenden dolayı öldü. | Open Subtitles | و الحقيقة هي هذه.. مات ولدكما لسبب واحد |
| Ve gerçek şu ki biz bu ödülü hak etmiyoruz ve ben bu alkışları hak etmiyorum. | Open Subtitles | ... و الحقيقة أننا لا نستحق هذه المنحة و أن لا أستحق تصفيقكم ... |
| Ama sonra güneş doğdu ve gerçekler su yüzüne çıktı. | Open Subtitles | " و لكن الشمس أشرقت و الحقيقة ظهرت " |
| Ama eğlence ve gerçeklik... ..arasında bir fark var. | Open Subtitles | و لكن كما ترون هناك إختلاف بين الترفيه و الحقيقة |
| Ve de gerçek, senin bir avukat olmadığın. | Open Subtitles | و الحقيقة هي انك لست بمحامي |
| Bir tarafta algıladığım dostluk diğer tarafta ise gerçek var. | Open Subtitles | الصداقة التي أفهمها على جانب و الحقيقة على الجانب الآخر |