| Sence akıllı ve güzel bir kadını isteyen bir adam samimi olmaz mı? | Open Subtitles | هل تعتقدي أن رجل برغب فى إمرأة ذكية و جميلة ليس لديه صدق؟ |
| Ayrıca güçlü ve güzel bir kadın olduğunu düşünüyorum, ama farkında değilsin. | Open Subtitles | أظن كذلك أنك أمرأة قوية و جميلة و التي لا تدرك هذا |
| Yani sen genç ve güzel bir kadınsın hayranların olacaktır. | Open Subtitles | اعني أنكِ فتاة شابة و جميلة بالتأكيد سيصير لديك معجبين |
| Kim bilir, güzel ve seksi Fransız bir kız bulursun. | Open Subtitles | مَن يدري.. لعلّك تجد لنفسك فتاة فرنسية مثيرة و جميلة |
| Hafif sarhoş, güzel ve seksi bir kadın-- | Open Subtitles | كنت مُثقل قليلاً. هناك امرأة مُثيرة و جميلة, حسناً, ماذا هناك لنخسره؟ |
| Bunun için fazla yetişkin ve güzelsin. | Open Subtitles | حسناً, إنك أصبحت ناضجة و جميلة على تلك المعاملة |
| Söz verdiğim gibi Yunanistan senin olacak. Boş ve güzel. Mutlu musun? | Open Subtitles | -الان استطيع اخذ بلاد اليونان كما وعدت,نظيفة و جميلة, الا يسعدك هذا؟ |
| Büyük ve güzel beyaz bir uçak, kırmızı çizgileri, perdeleri ve tekerleri var. | Open Subtitles | انها طائرة كبيرة،بيضاء و جميلة بالأشرطةِ الحمراءِ، الستائر والعجلات. |
| Şimdi zengin ,özgür, genç ve güzel bir kadın olacaksınız. | Open Subtitles | الآنستصبحينغنية،حرة، إمرأة صغيرة . . و جميلة |
| Böyle eşsiz ve güzel bir sorunla karşı karşıya kaldığınız için sizi kutlamalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أهنئكِ على امتلاك مشكلة فريدة و جميلة |
| Başka bulursun. Genç ve güzel birini. Her zaman öyleler. | Open Subtitles | سوف تجد واحدة آخرى, ستكون شابة و جميلة كالمعتاد |
| Ama mutlu olmalısın, senin gibi düzgün ve güzel birinin yanında duruyordu. | Open Subtitles | لكنك يجب ان تشعري بالاطراء لانها لا تريد ان تقف بجانب امرأة طويلة و جميلة مثلك |
| Benim trajik ve güzel sonumun hemen ardından harakiri yapamazsın. | Open Subtitles | أياً كان. لا يمكنن أن تفعل سيبوكو لنفسك حتى الموت. مباشرة بعد أن حظيت بأكثر نهاية مأساوية و جميلة. |
| Hayır, o Rus değil, ama genç ve güzel, değil mi? | Open Subtitles | لا ، انها ليست روسية لكنها صغيرة ، و جميلة ، اليس كذلك ؟ |
| Neden zeki, seksi ve güzel bir kadınla çıkmaman gerektiğini düşünüyorsun. | Open Subtitles | انا اتساءل فقط لماذا تشعر كآنك لا تستحق انت تكون مع امرآه تكون ذكية و مثيرة و جميلة |
| Yani sana 200 bin dolar verirsem kendimi zeki ve güzel hissedeceğim. | Open Subtitles | اذن ان اعطيتك 200000 ساشعر بأنني ذكية و جميلة |
| Seni pohpohlamış olmalı. Senin gibi uzun, güzel ve narin bir kadının yanında durmak istememiştir. | Open Subtitles | لكنك يجب ان تشعري بالاطراء لانها لا تريد ان تقف بجانب امرأة طويلة و جميلة مثلك |
| Şato Leonardo da Vinci'ye ait 600 adet çizime insan vücudunun güzel ve ince çizimlerine ev sahipliği yapar. | Open Subtitles | يوجد بالقلعة حوالي 600 لوحة ليوناردو دافنشي رسمها رسومات رائعة و جميلة لجسم الإنسان |
| Kadınların omuzları güzel ve asildir. | Open Subtitles | كتوف النساء رائعة و جميلة جداً. |
| Hayır, sana bak. Akıllı ve güzelsin. | Open Subtitles | لا, انظري إليكِ, انتِ ذكية و جميلة. |
| Gizemli, anlaşılmaz, karmakarışık ve güzelsin. | Open Subtitles | انتِ غامضة, وصعبة المنال ومعقدة... و جميلة |
| tatlı ve hoş görünebilir, ama altında kesin çatlak bir şeyler var. | Open Subtitles | ، حسناً ، قد تبدو لطيفة و جميلة . لكن هناك شيء غريب فيها بين السطوح |