| Fakat aslında, ben kendimi... duyarlı ve, zeki biri olarak görüyorum... fakat bir soytarının ruhuna sahip her zaman beni bunları yıkmaya zorlayan... hem de en hayati anlarda. | Open Subtitles | لكن في الواقع, أعتبر نفسي أنسان حسّاس و ذكي و لكن بروح المُهرج |
| Ama benim gibi, komik ve zeki kızlar, ne kadar şanslı olduklarını bilirler. | Open Subtitles | مضحك و ذكي الفتيات مثلي لا يعرفون كم هم محظوظين |
| Senin gibi havalı ve zeki bir avukat benim gibi bir zavallıya elini uzatıyor, ha? | Open Subtitles | لم أستطع تصديق ذلك محامي رائع و ذكي مثلك يساعد شخصاً لا قيمة له مثلي |
| Peki, o da bana söylemedin, ama o, komik zeki ve o terk kaderinde, şirin. | Open Subtitles | حسناً ، هي لم تقل لي أيضاً . لكنه وسيم ، مضحك و ذكي ، و هو مقدّر له أن يرحل |
| Laird'in işimi alacağını düşünüyorum. O genç, zeki ve ucuz. | Open Subtitles | اعتقد "لؤي" يحصل على عملي لان راتبه صغير و ذكي |
| Ross, saçmalıyorsun. Sen şirin, akıllı ve tatlısın. | Open Subtitles | روس , تصرفك هذا سخيف أنت ظريف و ذكي و وسيم |
| Bence tatlı, akıllı ve komik birisin. | Open Subtitles | أعتقد بأنك لطيف و ذكي و مرح و أنا لا أريدك أن تموت |
| Sen yetenekli çekici, yakışıklı ve zeki bir adamsın. | Open Subtitles | أنت هذا ... موهوب أنت رجل ساحر و وسيم وقادر و ذكي |
| Rahatla, tamamen normal ve zeki biri. | Open Subtitles | اطمئن، إنه عادي و ذكي |
| Ve çekici- ve zeki. | Open Subtitles | و هو جذاب و ذكي |
| Onun hassas ve zeki olduğunu sandım. | Open Subtitles | ... ظننتانه حساس و ذكي |
| Adam komik, çok zeki ve kesinlikle kusurlarımı kabullenmiş durumda. | Open Subtitles | انه حقاً خفيف الضل , و ذكي جداً . و يسألني عن الخروج بالرغم من حماقاتي |
| Nasıl birisi böylesine güzel, zeki ve esnek birine böyle diyebilir? | Open Subtitles | لا أحد يصدق أنني أختك حسنا، كيف يستطيع أي أحد قول هذا لشخص جميل و ذكي ومرن مثلكِ ؟ |
| Güçlü, zeki ve düzgün biriydin. | Open Subtitles | ولقد كنت قوي و ذكي و محترما |
| Sen zeki ve başarılı bir doktorsun. | Open Subtitles | انت طبيب ناجح و ذكي |
| O gerçekten komik ve akıllı ve yaşına göre yakışıklı. | Open Subtitles | أنه مضحك حقاً و ذكي و وسيم جداً بالنسبة لرجل متقدم بالسن |
| Bir zamanlar cesur, akıllı ve yakışıklı bir adam vardı... | Open Subtitles | كان يا ما كان، كان هنالك رجلٌ شجاع و ذكي و وسيم... |
| Hâkim Moore sinirliydi ve savcı da... akıllı ve sertti. | Open Subtitles | كانَ القاضي (مور) في مزاجٍ سيء، و المُدعي العام... . إنهُ صلب و ذكي |
| Biliyorsun, nazik, akıllı, ve gerçekten herşeyi düşünüyor. | Open Subtitles | فهو طيب و ذكي و هو حقاً... . |