| Ionia ve Franklin'e birim lazım. | Open Subtitles | جميع الوحدات , إلى تقاطع "لونيا" و "فرانكلين" |
| Sheraaton, Ishizu Therma ve Franklin kesmek için gidiyoruz. | Open Subtitles | Sheraaton، Ishizu Therma و فرانكلين تَتوجّهُ إلى الإعتراضِ. |
| 34-L-60 Argyle ve Franklin'deki kavşağa gelmeniz isteniyor. | Open Subtitles | 34-L-60 الرد على تقاطع طرق آرغيل و فرانكلين |
| Main ve Franklin'in köşesindeki çeşmede. | Open Subtitles | في نافورة على زاوية مين و فرانكلين |
| Merak ediyorsanız Vermont ve Franklin'in kuzeybatı köşesinde buluşacağız. | Open Subtitles | سأقابلها عند زاوية (فرمون و فرانكلين) الزاوية الشمالية الغربية إذا أردت أن تعرف |
| -O zaman Vermont ve Franklin değil? | Open Subtitles | -أعتنين بذلك أنه ليس(فرمونت و فرانكلين)؟ إنه (فرمونت و فراكلين )بالفعل |
| Chloe, Volker Marsden ve Franklin. | Open Subtitles | هناك (كلوي) , (فولكر) (ماريسدن) و (فرانكلين) |
| Onu görüyorum. Turk ve Franklin. Güneydoğu köşesi. | Open Subtitles | رأيناهما، تقاطع شارعي (تورك) و(فرانكلين) الناصية الجنوبية الشرقية |
| Burke ve Franklin ile ilgili konuşuyorlardır kesin. | Open Subtitles | لا بد بأنهم يتحدثون بشأن (بيرك) و (فرانكلين) |
| Cadde ve Franklin köşesindeki kırmızı tuğlalı binaya giderseniz de zamanınızı boşa harcamış olmazsınız bence. | Open Subtitles | لو حدث ومررتُ بالمبنى الصناعي الأحمر على ناصية شارع 158 و(فرانكلين)، لا أظنّكَ ستهدر وقتكَ |
| Ben, Keller, Braun ve Franklin'in kurucu ortaklarındanım. | Open Subtitles | إنّي شريكة مُؤسّسة لـ(كيلر) (برون) و(فرانكلين). |
| Leonard ve Franklin tifoya yakalanmış. | Open Subtitles | (ليونارد) و (فرانكلين) أصيبا بحمّى التيفوئيد |
| Sizi Bay Murdock ve Franklin Percy Nelson'ı. | Open Subtitles | أنت يا سيد (موردوك) و(فرانكلين بيرسي نيلسون) |
| ve Franklin Franklin'de ne sikim gördün anlayabilmiş değiliim zaten. | Open Subtitles | و (فرانكلين) ، تباً ! لا أعلم ما الذي تراه في (فرانكلين) بحق الجحيم |
| Gower ve Franklin'in köşesinden aldım, yolda giderken... | Open Subtitles | (لقد التقطتها من زاوية شارعي (جاور) و (فرانكلين ، منحتها توصيلة |
| Adam Guenzel ve Franklin Winthrop, | Open Subtitles | (آدم غَنزيل) و (فرانكلين وينثروب) |
| Batıdan uzaklaşıyor, tıpkı Bagwell ve Franklin gibi. | Open Subtitles | بالغرب مثل (باجويل) و (فرانكلين) |
| Tıpkı Bagwell ve Franklin gibi batıda.. | Open Subtitles | بالغرب (مثل (باجويل) و (فرانكلين |
| Süper. Evet. Sadece sen, ben ve Franklin olacağız. | Open Subtitles | نعم، سنكون فقط أنا، أنت، و (فرانكلين). |
| Washington benim akıl hocamdı ve Franklin ise... şefimdi, yani evet yakın arkadaştık. | Open Subtitles | بـ"صديق المقرب" تعنين أن (واشنطون) كان مرشدي ... و (فرانكلين) كان صاحب عمل قاسي , حينها "أجل كنا "أصدقاء مقربين |