"و يجب أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • söylemem
        
    • Sen de
        
    • etmelisin
        
    • olmalıyım
        
    Şunu da söylemem lazım, harika meslektaşlarım vardı. TED و يجب أن أخبركم أني كان لدي زملاء ممتازون.
    söylemem gerekir ki, şimdi bu hilesiz bir program parçası, bu gerçek bir internet tarayıcı ve aslında bir Google sitesi ve bugün canlı olarak test edeceğiz. TED و يجب أن اخبركم، حالاً، هذا جزء برنامج محض، هذا متصفح انترنت و هذا موقع جوجل الحقيقي، و سنقوم بتجربته اليوم مباشرةً.
    Bu hikayenin onların gördüğü kısmı. Sen de kendininkini anlatmalısın. Open Subtitles هذا جانبهم من القصّة . و يجب أن تخبري جانبكِ
    Artık dönmeliyiz, Sen de Ronny ile dans etmelisin. Open Subtitles الآن، يجب علينا أن نعود و يجب أن ترقصي مع روني
    Sebebi ne olursa olsun bu bir şans ve bunu kabul etmelisin. Open Subtitles حسناً، مهما كان السبب هذه فرصة كبيرة، و يجب أن تتقبلها
    İki saat içinde kalkmalıyım ve çekici olmalıyım. Open Subtitles و يجب أن أستيقظ بعد ساعتين و أتزين جيداً
    Ayrıca iki saat sonra kalkıp büyüleyici olmalıyım. Open Subtitles و يجب أن أستيقظ بعد ساعتين و أتزين جيداً
    Bunu şimdi anlıyorum, ve sana şunu söylemem gerek... bu şeyleri hâlâ söyleyebiliyorken, söylemelisin. Open Subtitles أرى ذلك الأن و يجب أن أخبرك انه لأنه يجب أن نقول هذه الأمور
    Ve söylemem gerekir ki savunmanın söylediklerinde haklılık payı olan yönler var. Open Subtitles و يجب أن أقول الجدل لصالح الدفاع لديه الكثير من الجدارة
    söylemem gerekir ki, bugün birkaç şeyi yutmayı denedim ama sonunda vazgeçtim -- ama o yaptı ve harikaydı. TED و يجب أن أقول أنني فكرت في عدة أشياء من الممكن أن أحاول ابتلاعها اليوم لكني تراجعت في نهاية المطاف -- لكنه فعلها وكان ذلك شيئًا رائعًا.
    - Bu büyük bir buluş. Bunu görmek zorundayım. - Sen de mi? Open Subtitles إنه إكتشاف عظيم و يجب أن أراه أنت أيضا ترى ذلك ؟
    Sen de; Tanrı kelimesini küfür olarak kullanmayı bırakmalısın. Open Subtitles و يجب أن تتوقف عن استخدام اسم المسيح كشتيمة طوال الوقت
    Artık çocuk değilim ve Sen de bana çocukmuşum gibi davranmayı bırakmalısın. Open Subtitles انظري، لم أعد طفلاً، و يجب أن تتوقفي عن معاملتي كطفل
    İyi bir doktor olduğunu biliyorum. Ama benim de iyi bir doktor olduğumu kabul etmelisin. Open Subtitles أعرف أنك طبيب بارع و يجب أن تقدر أنني طبيب بارع أيضاً
    Ne dilediğine dikkat etmelisin. Open Subtitles و يجب أن يحذر المرء مما يتمنّاه
    Hepimizin selameti için onu yok etmelisin. Open Subtitles و يجب أن تدمره من أجل سلامتنا جميعاً
    Ben yavaş bile sandım Ve ben mutlu olmalıyım çünkü kazanmak istiyorum Open Subtitles حتى أنا أعتقد أن هذه علامة منخفضة و يجب أن أكون سعيدة اقصد انني أريد أن أفوز
    Saat 12'de olmam gereken bir yer var, tamam mı? Saat 10'da mahkemede olmalıyım. Open Subtitles و يجب أن أذهب إلى هناك و لكي أكون هناك علي أن أنتهي من المحاكمة في الساعة العاشرة
    Soğuk havayı... Hava olmayan yerleri. Herhangi bir yere gidebilir, hazırlıklı olmalıyım dedim. Open Subtitles جو حار، جو بارد، معتدل يذهب الى كل مكان، و يجب أن أكون مستعدة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more