İki blok yürüdükten sonra solda Otobüs bekle... solundan gelen ve Eastern Parkway'e gidene bin. | Open Subtitles | حسنا , امشى بلوكين على شمالك وبعدها انتظر الاتوبيس , ذلك الذى ياتى من جهه يسارك واركبه الى محطه ايسترن باركواى |
Önce bilim gelir ama iş de hemen ardından gelir. | Open Subtitles | العلم يأتي أولا ، ولكن الاعمال ياتى فى المركز الثانى بلا فرق يذكر |
Ona, cuma sabahı gelip söylediğim gibi suçlu savunması yapmasını söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تخبريه ، ان ياتى صباح الاثنين سيجدنى مُدان بالذنب كما اخبرته |
- ...çünkü bilirsin ki biri silahını kapıp geri gelecek. | Open Subtitles | بسبب انك تعلم ان شخص يمكن ان ياتى حاملا مسدسا.صحيح. |
Ted'e buraya gelmesini söyle çünkü sen ve o kuzey kanadını tutacaksınız. | Open Subtitles | حسنا ,أخبر تيد ان ياتى هنا لانك انت وهو ستغطوا القسم الشمالى |
Taksi isteyen her kimse, ön bankoya gelsin. | Open Subtitles | أيا كان من طلب تاكسى عليه أن ياتى لغرفة الاستقبال |
Romulus ve Remus'tan bu yana Roma'ya böylesi gelmedi. | Open Subtitles | -لم ياتى شىء مثل هذا الى روما منذ ايام روملس , و ريميوس |
Fakat itiraf etmeliyim ki buraya gelmeden önce hayatı çok da kolay değildi. | Open Subtitles | ولكن على أن أعترف إنه لم يأخذ الأمر بسهولة قبل أن ياتى هنا. |
geldiğinde Ravi'ye söylerim... .. notları yazar. | Open Subtitles | أنا سأخبر رافي عندما ياتى. هو سينزل الملاحظات. |
Görünüşe göre senin için babacığın gelmiyor, kovboy. | Open Subtitles | يبدوا انه ليس هناك أب ياتى اليك يا راعى البقر |
Yuvarlar karbondioksit veriyorlar karşılığında öteki taraftan gelen oksijeni alıyorlar. | Open Subtitles | كرات الدم تطلق ثانى اكسيد الكربون فى مقابل الاكسجين الذى ياتى فى الجهه الاخرى |
Güneyden buraya kendilerine para kazanmaya gelen o salaklardan olmadığın kesin. | Open Subtitles | يمكننى القول بان لا احد من اولئك الحمقى ياتى الينا من الجنوب لكى يتخلصوا من فقرهم |
"U.N.C.L.E' den gelen Adam" da iyiydi. Pazartesi'leri saat 9:00'daydi. | Open Subtitles | لقد كان عرض جميل ياتى كل يوم الاثنين فى ال 9 |
Yiyecek paketleyiciye ihtiyacın olmaz sanırsın ama bir gün Baş Cerrah kocasıyla somon kebap yemeğe gelir ve Cumartesi partisi olur Pazar pikniği. | Open Subtitles | تعتقد انك لست بحاجة لسد الفراغ ولكن فجاة رئيس الجراحين ياتى مع زوجتة معة علبة سلمون |
Umarım o serseri yine gelir. Böyle çok zevkli oluyor. | Open Subtitles | اتمنى ان ياتى ذلك الاحمق الى هنا |
gelip kendisi incelesin. Cesareti varsa tabii. | Open Subtitles | ان ياتى ويختبر النسخة بنفسة, اذا كان يجرؤ على فعل هذا |
gelip kendisi incelesin. Cesareti varsa tabii. | Open Subtitles | ان ياتى ويختبر النسخة بنفسة, اذا كان يجرؤ على فعل هذا |
gelecek sefer bizi kovduğunuzda bataklığa yerleşeceğim ki rahat olalım. | Open Subtitles | في المرة القادمة عندما ياتى اهلك الى أرضنا انا ساجد مستنقع نبقى فيه فربما تتركونا بلا تدخل |
ve gelecek geldiğinde bu sürtük yeryüzündeki en iyi silah olacak. | Open Subtitles | وعندما ياتى هذا المستقبل تلك العاهرة سوف تكون افضل سلاح على هذا الكوكب |
Geriye kalanlar, çatıdaki... bu koca deliğin altında oturup... o şeyin gelmesini mi bekleyecek yani? | Open Subtitles | وانتت تريدنا ان نبقى جالسون تحت هذة الفتحة الكبيرة فى السقف ونامل ان لا ياتى هذا الشىء ويحطمنا ؟ |
Bay Windermere burada değil, tekrar gelmesini söyler misin? | Open Subtitles | "علىَ أن أحضر المال من السيد "ويندمير هل يمكنه ان ياتى لاحقاً ؟ |
Bırak Mizra at üstünde gelsin. ...alıp kaçırsın beni. | Open Subtitles | جواد على ياتى امير اى دعوا جواد على ياتى امير اى دعوا ويختطفنى |
- Bay Scott Blair hiç gelmedi, tatlım. | Open Subtitles | . مستر سكوت بلير لا ياتى ابدا . |
Koca John buraya gelmeden evine gitsene. | Open Subtitles | لما لا تعود الى البيت قبل ان ياتى جون الكبير |
Ne zaman olacağını bilmeyeceksin, ama geldiğinde, nedenini bileceksin." | Open Subtitles | انت لن تعلم متى,ولكن عندما ياتى الموت,ستعلم السبب |
Bugs'ın bizimle bowlinge gelmiyor olması oldukça kötü. | Open Subtitles | انة امر سيئ ان باجز لا ياتى ابدا ليلعب البولينج معنا |