"يا امرأة" - Translation from Arabic to Turkish

• be kadın
• bayan
• hanımefendi

Hayır, kafandan uydurup durma be kadın.
كلا ,لا تدعي هذه الفكرة في رأسك يا امرأة

Kahretsin be kadın. Çok yakına park etmişsin. Çek arabanı.
ابتعدي يا امرأة ، توقفتي قريب جداً ابعدي سيارتك

Yuh be kadın, adamakıllı bir orgazm sonucunda bunu mu getiriyor yoksa?
اللعنة يا امرأة ، أهذا نتائج لعملية جماع ضخمة أم ماذا؟

- Sakinleş be kadın! Benimle alay edip onu beklememin aptallık olduğunu söyledin,
تس ,إهدئي يا امرأة لقد سخرت مني و قلت أني حمقاء

Bilirsiniz, bayan, eğer daha fazla sorunuz varsa, sadece merkeze gidin.
أتعلمين يا امرأة إن كانت لديكِ أية أسئلة أخرى اذهبي لقسم الشرطة

Gelebilirim ve geleceğim. Çünkü bana başka bir şans bırakmadınız, hanımefendi!
يمكنني وسأتجاهله لأنّك لم تمنحيني خياراً آخر يا امرأة

Görüyor musun? Ne yaptığının farkında mısın? Kötü bir örnek oluyorsun, be kadın.
أنظري ماذا اقترفتِ أعطيت مثلاً سيئاً يا امرأة

Tanrı aşkına gül be kadın. Herkes kavga ettiğimizi anlayacak. Benimle konuşma.
لمجرد الشفقة ابتسمي يا امرأة أي شخص سيعتقد أننا متخاصمان

Kahretsin be kadın, insanları sadece yemek yerken mi vuruyorsun?
اللعنة ، يا امرأة .. هل ستقومين باطلاق النار على الناس وهم يأكلون عشائهم

Tanrı aşkına be kadın, sağır mısın?
حباً بالله, يا امرأة هل سمعتِ كلمة مما قلت؟

Lanet olsun be kadın, hemen geri dönüyoruz!
طفح الكيل يا امرأة سنعود إلى المكتب حالاً

Sana bekaretimi yeni verdim, motorun soğusun be kadın.
لقد أعطيتكِ عذريتي مؤخرًا يا امرأة اهدئي قليلًا

Aman be kadın, başka kitap okusana.
يا امرأة العزيز، يمكنك يرجى قراءة كتاب آخر؟

Ne çok gürültü yapıyorsun, be kadın!
يا للجلبة التي تحدثينها يا امرأة

be kadın, ameliyatın ortasında olduğumu görmüyor musun?
يا امرأة! ألا ترين أنّي في عملية جراحية؟

Laflarına dikkat et be, kadın.
يا امرأة ، ينبغي أن تفحصي نفسك

Şimdi kımıldat şu küreği be kadın!
هيا.. حركى هذا المجداف يا امرأة

Şiirsel konuşmalarını seviyorum ama anlamıyorum be kadın.
أحب أشعارك يا امرأة, لكنني لا أفهم

Bir sus be kadın, bırak da biraz düşüneyim!
أغلقي فمّكِ يا امرأة ودعيني أفكّر؟

Yaşananları bizzat gördüm. Bu kafesten çıkmam gerek, bayan.
وشهدتُ ما حدث، عليّ أن أخرج من هذا القفص يا امرأة