| İkisi de saatleri arıyorlar fakat farklı taraflar için çalışıyorlar. | Open Subtitles | ان الاثنان يبحثان عن الساعات لكنهم يعملون لصالح جهتين مختلفتين |
| Sanat eserleri arıyorlar. Tarihi önemi olan parçaları korumak istiyorlar. | Open Subtitles | إنهما يبحثان عن التحف الفنية ، يريدان حماية القطع الأثرية |
| Hey, dün Alfredo'yu arayan adamlarla görüştüm. | Open Subtitles | رأيت الرجلين الذين كانا يبحثان عن ألفريدو أمس |
| Evet, Peder Maurice'le Bay Crisp şu anda onu arıyor. | Open Subtitles | نعم الأب موريس والسيد كريسب يبحثان عنهم الآن |
| Ailem beni aramaya çıktıklarında sarhoş bir kamyon şoförü tarafından öldürüldü. | Open Subtitles | والدي قتلا عن طريق سائق مخمور بينما كانا بالخارج يبحثان عني |
| 1916'ta, iki tarafta saldırısını yoğunlaştırıp, ikmal edebileceği ve yarıp geçebileceği bir yer arıyordu. | Open Subtitles | عام 1916 ، كان الجانبان يبحثان عن مكان يمكنهما الاختراق منه مكان يمكن فيه تركيز الهجوم ودعمه |
| Yıkıcı hamle. Meğer yıllardır onu arıyorlarmış ama kız sistemde kayıtlı değilmiş. | Open Subtitles | انها ورقة رابحة كما هو واضح انهما يبحثان عنها منذ سنيين |
| Bakalım nereye gidecekler ve ne arıyorlar. Her iki durumda da, bu otelden canlı çıkmayacaklar. | Open Subtitles | لنرى أين يذهبان ومالذي يبحثان عنه بكل حال لن يغادرا الفندق احياء |
| Oswald'ı arıyorlar. | Open Subtitles | وهما يبحثان عن كبش فداء ليثبتا جدارتهما |
| - Bir seks suçlusunu arıyorlar. | Open Subtitles | إنهم في كتيبة يبحثان عن معتدي جنسي |
| Telsizi tamir etmek ya da bizi arayan birisini dilemek için Noel Baba"ya dua edelim. | Open Subtitles | يجب أن نتمنّى سانتا كلوز هناك يستطيع تثبيت الراديو أو شخص ما يبحثان عننا. |
| - Hayır, ama yeni bir ajans arayan iki büyük U.T.A.* dizi yapımcısı var elinde. | Open Subtitles | لكن لديها منتجان ضخمان يبحثان عن وكالة جديدة |
| Cinayet zanlisi arayan 2 polis ev halkinin basi belada olabilir düsüncesiyle bir eve giriyor. | Open Subtitles | شرطيان يبحثان عن مُشتبه بهِ، و دخلا منزلاً ظنّاً منهما أنّ أهله في خطر. |
| İki iblis, fırtınanın oğulları bu dünyaya giriş yolu arıyor. | Open Subtitles | شيطانان، أبناء العاصفة، يبحثان عن ممر إلى هذا العالم |
| - Tamam. Direktör ve Genel Konsey şimdiden senin DCS olarak yerine aday arıyor. | Open Subtitles | المدير والمستشار العام يبحثان بالفعل في إستبدالك من منصب مدير الخدمات السرية |
| Bu birkaç günümü alabilir. Bu arada seni aramaya devam ederler. | Open Subtitles | سيستغرق الأمر بضعة أيام خلال هذه الأيام سيكونان يبحثان عنك |
| O günden sonra, soyalı yemekler yemektense, hoşlarına giden bir mezarlık aramaya başladılar. | Open Subtitles | ومذ ذاك اليوم، أخذ يبحثان عن مقبرة تروق لهما... عوضاً عن تناول التوفو. |
| - Bir kaç adam sarhoş olmuş ve belasını arıyordu, tamam mı? | Open Subtitles | رجلان شربا وثملا وكانا يبحثان عن متاعب، حسناً؟ |
| Bir gringo ile iki kızı arıyorlarmış. | Open Subtitles | يبحثان عن غريب و فتاتين |
| Bu sabah bazı adamlar geldi, seni arıyorlardı. | Open Subtitles | أتعلم ماذا؟ جاء شابان هنا هذا الصباح ،كانا يبحثان عنك |
| Evsahiben dün gelip, beni aradıklarını söyledi. | Open Subtitles | أخبرتنى صاحبة الفندق أنهما جاءا يبحثان عني يوم أمس |
| Seni arıyorlardır. Gitsen iyi olur. | Open Subtitles | انهما يبحثان عنك الآن , من الافضل ان تذهبي |
| Bu avlanma davranışı değil lan. araştırıyorlar. | Open Subtitles | هذا ليس تصرف من يصطاد يا إيان إنهما يبحثان |
| Dilek Yıldızı diye bahsettikleri bir şeyi aradıkları yazıyordu. | Open Subtitles | كان هناك غرض يبحثان عنه يدعى نجمة الأماني |