| İletişimimizi felç etmek ister gibiler. | Open Subtitles | يبدو أنّهم يريدون تعطيل وسائل اتصالاتنا |
| Bir olay üzerinde çalışıyor gibiler. | Open Subtitles | يبدو أنّهم بدأوا العمل على قضيّة ما. |
| Hurda metal topluyor gibiler. | Open Subtitles | يبدو أنّهم يجمعون مخلفات المعدن |
| Anlaşılan bizim hakkımızda çok delilleri var. | Open Subtitles | حسنٌ، يبدو أنّهم يملكون الكثير من الأدلة ضدنا |
| Anlaşılan bizim hakkımızda çok delilleri var. | Open Subtitles | حسنٌ، يبدو أنّهم يملكون الكثير من الأدلة ضدنا |
| Haklarında çok az bilgimiz var. Bizden çok farklı güçlere sahip gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | نعلم القليل عن البشر، يبدو أنّهم .يملكون قوى متنوّعة تفوقنا بمراحل |
| Geldiğimizi duymuş olmalılar. | Open Subtitles | يبدو أنّهم توقّعوا حضورنا |
| Cinayet suçlamalarını geri çektiklerini söylediler. | Open Subtitles | يبدو أنّهم سيسقطون تهمة الشروع في القتل |
| Gerekli mercilere başvurmuş gibiler. | Open Subtitles | يبدو أنّهم يتبعون القنوات النظاميّة |
| Güvenlik kameraları yerleştiriyor gibiler | Open Subtitles | يبدو أنّهم يضعون كاميرات مُراقبة. |
| Şu insanlara bak. İşleri hakkında konuşuyor gibiler değil mi? | Open Subtitles | يبدو أنّهم يتكلمون عن شؤونهم |
| - Hamlelerinizi biliyor gibiler. | Open Subtitles | يبدو أنّهم يعرفون قواعدكم. |
| Aceleyle çıkmış gibiler. | Open Subtitles | يبدو أنّهم رحلوا في عجلة. |
| Bu insanlar da Milton'daki kurbanlarla aynı belirtileri gösteriyor gibiler. | Open Subtitles | يبدو أنّهم يعانون من نفس الأعراض التي عانى منها ضحايا (ميلتون) |
| Anlaşılan bazen bensiz çalışamıyorlar. | Open Subtitles | يبدو أنّهم لا يستطيعون العمل من دوني أحياناً. |
| Anlaşılan yanılmışlar. | Open Subtitles | يبدو أنّهم كانوا مخطئين |
| Anlaşılan onu Sonezaki'ye götürmüşler. | Open Subtitles | (يبدو أنّهم قد أحضروه إلى (سونيزاكي |
| Yaklaşan bir filo var. Ravagerlar gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | ثمّة أسطول يقترب يبدو أنّهم مدمّرون |
| Öldürdüklerini taşıyor gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | يبدو أنّهم ينقلون فرائسهم |
| Bir ayrıcalık yapmış gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | يبدو أنّهم عملوا استثناء |
| Akıllarını kaçırmış olmalılar. | Open Subtitles | يبدو أنّهم فقدو عقوّلهم؟ |
| Cinayet suçlamalarını geri çektiklerini söylediler. | Open Subtitles | يبدو أنّهم سيسقطون تهمة الشروع في القتل |