| sanki boşanıyormuşuz da, birlikte yaşamaya devam etmek zorundaymışız gibi. | Open Subtitles | انه يبدو مثل المطلقين,فقط يجب ان نستمر التعايش مع بعض |
| Çevreciler iktisatçılar ile konuştuklarında, ortaya şizofreniğe benzeyen, bütünüyle uyumsuz bir diyalog çıkıyor. | TED | عندما يتحدث أنصار البيئة مع الاقتصاديين، فإن الأمر يبدو مثل حوار مطبوع بالفصام، وغير متماسك تماماً. |
| Tuttle avcılar tarafından yakalanmış bir geyik gibi duruyor. | Open Subtitles | تاتل ، يبدو مثل غزال مشتعل في الأضواء العلوية |
| Pekala, Görünüşe göre bir düzine dosya bulduk,.. ...tamamı müzik parçası. | Open Subtitles | حسنٌ، يبدو مثل أن لدينا حوالي دزينة ملفات، كلّها أغاني صوتية |
| Evet bunu daha önce görmüştüm. Bana kapı aralığında biri gibi gözüküyor. | Open Subtitles | ،أجل، رأيته من قبل إنه يبدو مثل رجل عند باب بالنسبة لي |
| Şerif Nathan'a benziyordu. Van Cleef, psipokat katil. | Open Subtitles | انه يبدو مثل المارشال ناثان فان كليف القاتل المعروف |
| Ve trilyonlarca galaksinin, sekstilyonlarca gezegenin olmasının nedeni, buna ve buna benzer bir şey yaratmak. | TED | والهدف من تريليونات المجرات، وسكستليونات الكواكب، هو خلق شئ يبدو مثل هذا و شئ يبدو مثل هذا. |
| Annemizin zorla arattığı şişko, zavallı bir kızla çıkmak gibiydi. | Open Subtitles | كان يبدو مثل مواعدة فتاة سمينة جعلتنا والدتنا نتصل بها |
| sanki çok uzun zaman önce okuduğum birşeyin tekrar yaratılması gibi. | Open Subtitles | يبدو مثل اعاده صياغه لشىء ما قد قرأته من فترة طويله |
| Okunacak hiç birşey yok sanki boş bir defter gibi. | Open Subtitles | لا يوجد شيء لرؤيته إنه يبدو مثل دفترَ ملاحظات فارغ. |
| Beyin kanserine sanki beyin kanseriymiş gibi demeyi keser misin? | Open Subtitles | هل توقفت عن قول سرطان المخ يبدو مثل سرطان الدماغ؟ |
| Başka hiç bir yerde buna benzeyen bir yol yok. | Open Subtitles | ليس هنالك طريقٌ يبدو مثل هذا الطريق أبداً |
| bu müthiş. Peki hikaye şu phill'e benzeyen küçük orman yaratığı hakkında olan mı? | Open Subtitles | هل هذه هي القصة التي بها مخلوق يبدو مثل فيل؟ |
| Gitmelisin zaten. Müthiş bir fikir gibi duruyor. | Open Subtitles | . ربّما يجب عليك . ذلك يبدو مثل فكرة رائعة |
| Bu iş sıradan bir adamı sokaklardan çekmek için yapılmış epey pasaklı bir adam kaçırma işi gibi duruyor. | Open Subtitles | حسنا ، ذلك يبدو مثل اختطاف فوضوي جميل فقط من اجل انتزاع شاب عادي من الشوارع |
| İki yolla da, Görünüşe göre bir cinayet iki cinayete dönüştü. | Open Subtitles | وفي كلتا الحالتين، يبدو مثل القتل واحد قد تصبح اثنين فقط. |
| Normal bir cep telefonu gibi gözüküyor. Üç yönlü arama, sesli arama, indirilebilir zil sesleri. | Open Subtitles | يبدو مثل هاتف خلوي طبيعي, للاتصال صوت اتصاله وتحمّيل نغمات الرنين |
| İyi yapılıydı. B.ksöre benziyordu. | Open Subtitles | لقد كان طفل متين البنية يبدو مثل الملاكم |
| Kapının sembolü vahşi batıdaki barların kanatlı kapılarına benzer. | TED | رمز الباب يبدو مثل زوج من أبواب الحانات في الغرب الأمريكي. |
| Taklitler yapıyordu. Gerçekten o insanlar gibiydi! | Open Subtitles | يقوم بالتقليد أقسم أنه يبدو مثل الحقيقيين تماماً |
| - Bana suçmuş gibi geldi ama ben ne bilirim ki? | Open Subtitles | يبدو مثل عمل أجرامي ، ولكن كيف لى أن اعرف ؟ |
| Kalp krizi geçiriyor gibi görünmüyor. | Open Subtitles | هذا لا يبدو مثل شخص سيكون عنده نوية قلبية |
| Yukarıdaki Harris'e benziyor. | Open Subtitles | انظر هاذا يبدو مثل هاريس فوق هناك |
| Şuradaki kulenin Santa Fe'deki katedrale benzediğini söylemiştin. | Open Subtitles | قلت ان ذاك البرج يبدو مثل كنيسة في سانتا في |
| Örneğin bu, tabii ki en lezzetli pazarlama taktiklerinden birisidir, bir şeyin eskiden daha pahalı olduğunu söylersiniz ve birdenbire iyi bir fırsat gibi görünür. | TED | مثال، هذا ، بالطبع، أحدى الحيل اللذيذة في التسويق، أن تقول أن شيئاً ما كان عالياً، وفجأة يبدو مثل أنها صفقة جيدة جداً. |
| Şuna bak, normal Gonzales gibi görünen adam Speedy Gonzales gibi. | Open Subtitles | انظر لذلك الرجلِ إنه يَجْعلُ غونزاليس السريع يبدو مثل غونزاليس عادي |
| Pekala. Sana hiç benzemiyor. Daha çok Romario'ya benziyor. | Open Subtitles | حسناً، هذا الرّجل لا يشبهك إنّه يبدو مثل روماريو |