| Hiçbir şey bilmiyor gibisin. Hayatımın en berbat turu. | Open Subtitles | يبدو وكأنك لا تعرف أي شيء هنا إنها أسوء جولة أخذتها |
| Sanki daha önce olduğu gibi yalan söylüyor gibisin. | Open Subtitles | لأنه يبدو وكأنك تكذب , وكأن تلك كانت كذبه |
| Biraz dinlenmen gerek gibi görünüyor, ha? Hadi, dene. | Open Subtitles | يبدو وكأنك تريدين اخذ أستراحة صغيرة هيا , دعينا نحاول |
| Sanki askere yazılırsan tüm hayatını düzene koyacakmışsın gibi gösteriyorlar. | Open Subtitles | كما تعلم, يجعلونه يبدو وكأنك خدمت وقد أمنت على حياتك |
| Görünüşe göre, sen çoktan çözmüşsün olayı. | Open Subtitles | إنه يفعل الاشياء السيئة في كل وقت. حسنا ، يبدو وكأنك أصبت في كل أفكارك. |
| Sektör üçten buraya kadar koşmuş gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | يبدو وكأنك كنت تجري طوال الطريق من القطاع الثالث |
| Bunu gerçeklesmesini umuyormus, bekliyormussun gibi gözüküyor. | Open Subtitles | ..يبدو وكأنك منتظراً حدوث هذا آملاً في أن يحدث |
| Konusmaya calisiyor gibisin ama biraz once cok fena bir darbe yedin. | Open Subtitles | يبدو وكأنك تحاول التحدث، لكنّك تلقّيت ضربة قاصمة للتوّ. |
| Sadece karşındakinin seni anlamasını istiyormuşsun gibisin. | Open Subtitles | يبدو وكأنك تريد من الذي أمامك فقط أن يفهم ويستوعب الكلام |
| Tüm bu bilgilerin, soruşturmama etki etmesini söylüyor gibisin ki bu doğru olamaz, çünkü bu çizgiyi aşamayacak kadar uzun süredir tanıyoruz birbirimizi. | Open Subtitles | هذا يبدو وكأنك توحي أن جميع هذه المعلومات تؤثر في تحقيقاتي بطريقة او بأخرى و التي قد تكون صحيحة |
| Konuşmaya çalışıyor gibisin ama biraz önce çok fena bir darbe yedin. | Open Subtitles | يبدو وكأنك تحاول التحدث، لكنّك تلقّيت ضربة قاصمة للتوّ. |
| İkisini de yapabilirsin gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنك باستطاعتك القيام بالأثنين معاً |
| Evvela... göğüslerini bakkal poşetinin içine atmış süpermarketin etrafında sallıyormuşsun gibi görünüyor. | Open Subtitles | هنالك شيء واحد صدرك يبدو وكأنك القيت به في حقيبة بقالة وتنقلت بالحقيبة بين المتاجر |
| Ama kötü seçimler de yapmışsın gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنك قمت ببعض الخيارات السيئة |
| Sanki bu pazarlıkta iyi kısmı sen alıyorsun gibi geliyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنك حصلت على الجزء الافضل في هذه الصفقه |
| Yani, Sanki Leonard'ı soruşturuyor gibisiniz. | Open Subtitles | اعني, على الاغلب يبدو وكأنك تحقق عن ليونارد. |
| Görünüşe göre bir sorun çıktığı zaman yanıma gelen tek kişi sensin. | Open Subtitles | يبدو وكأنك تأتي لِرؤيتي عندما توجد مشاكل فقط |
| Görünüşe göre listeyi sen yaptın, Nardello. | Open Subtitles | يبدو وكأنك من أعد هذه القائمة، نارديلو. |
| Rahatla, Barbie bebeklerinin kafasını koparmak istermiş gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | الاسترخاء، يبدو وكأنك تريد مزق رؤوس قبالة كل ما تبذلونه من دمى باربي. |
| Belirgin yamukluk iyi görünüyor. -Sen daha çok püskürecek dermanı kalmamış volkan gibi görünüyorsun. -Volkanlar havalıdır. | Open Subtitles | إنها تبدو حدبة جيده - يبدو وكأنك مرهق من إخراج الريح - |
| Bir yılanı kıvırıp, kanını ve bağırsağını çıkartmışsın gibi gözüküyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنك أخذت ثعبان وقمت بلويه مثل قطعة قماش حتى خرجت دماءه وأمعائه منه |
| Anlaşılan bir içkiye ihtiyacın var. | Open Subtitles | يبدو وكأنك في حاجة إلى شراب, هيا لنفعل ذلك |
| Bu durum bana doğum sonrası depresyonundan şikayetciymişsin gibi geldi. | Open Subtitles | أعتقد أنه.. أنه يبدو وكأنك تعانين من اكتئاب ما بعد الولادة |
| Amerika Şampiyonasının ikincileriyle iletişime geçmen gerekiyor gibi duruyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنك يجب أن تتواصل مع أصحاب المركز الثاني من بطولة الولايات المتحدة |