| Annenizle babanız Sanki daha dün ilk asalarını almaya gelmiş gibi. | Open Subtitles | يبدو وكأنها البارحة عندما كان أبواك هنا يشتريان أول عصيهما السحرية |
| Sanki kendini evindeymiş gibi hissediyordu ve ona zarar vermeyeceğimizi biliyor gibiydi. | Open Subtitles | يبدو وكأنها تشعر بأنها عادت للمنزل وأن لا شيء سيؤذيها بعد الآن |
| Geçinmek için, epey iyi bir işe benziyor. | Open Subtitles | حسنا، يبدو وكأنها وسيلة لائقة لكسب العيش |
| Bu turuncu yapışkan erimiş polimere benziyor. | Open Subtitles | هذا الهلام البرتقالي يبدو وكأنها بوليمرات مذابه أيمكنني اخذ عينه؟ |
| Katılmak için para aldığım.. ...hayal edebileceğim en güzel parti gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنها أفضل حفلة أتخيلها وهذا يغريني للذهاب |
| Evet efendim, Görünüşe göre Bay Keller'ın suç oluşturacak bütün aktiviteler için ona gitmiş. | Open Subtitles | نعم يا سيدي . يبدو وكأنها كانت الشخص الوسيط للسيد كيلر لكل انواع الانشطة الاجرامية |
| Bana, ona olanları hak etmiş gibi geldi ve buna inanmadım. | Open Subtitles | حسنا، انها يبدو وكأنها تستحق ماحدث لها وانا لا أؤمن بذلك |
| Dışarıda çok fena yağmur yağacak gibi duruyor. | Open Subtitles | ولكن أنت تعرف، يبدو وكأنها ستمطر بالخارج |
| Sanki neler olacağını, insanların nerede bulunacağını, nereye bakacaklarını biliyormuş gibi. | Open Subtitles | يبدو وكأنها تعرف ما الذي سيحدث أين سيكون الناس واين سينظرون |
| Sanki bana bir şey söylemeye çalışıyordu. | Open Subtitles | كان الأمر يبدو وكأنها تحاول إخباري بشيئ. |
| Sanki orada tüyler ürperten... bir serseri yaşıyormuş gibi. | Open Subtitles | يبدو وكأنها حشرات متشردة غريبة تعيش هناك بالأسفل. |
| Sanki dün akşam da hazır makarna yemiştim. | Open Subtitles | . يبدو وكأنها مثل وجبة الأمس كوبٌ من الرامن |
| Sanki Courtney'i değil de kardeşlik birliğini incitmek ister gibiydi. | Open Subtitles | يبدو وكأنها ترغب في إيذاء المنظمة وليس كورتني |
| Bir 38'liğe benziyor ama bunu balistik doğrulayacak. | Open Subtitles | يبدو وكأنها عيار .38 ، ولكن خبراء المقذوفات سيتأكدون. |
| At kılı kurduna ya da kalp kurduna benziyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنها دودة شعر الخيل أو اللدودة الخيطاء |
| - Kayıp eşya odasına benziyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنها أشياء مفقودة ثم وجدها أحدهم |
| Bu iğrenç türde bir deneye benziyor. | Open Subtitles | هذا يبدو وكأنها نوع من التجارب الحقيرة |
| Evet, belki hayattayken kardeşlik birliğindeydi, ama şimdi onları alaşağı etmeye çalışıyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | نعم ، ربما عندما كانت في حياة المنظمة ولكن يبدو وكأنها ترغب في إيقافهم الآن |
| Her mevki için yeni bir özgeçmiş hazırlamış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنها كان تخلق شهادات دراسية مختلفة لكل وظيفة |
| Havuzun yüzeyi çok kaygan, ayrıca şuradaki boneli yaşlı bayan, Sanki birazdan bu havuzda nalları dikecekmiş gibi görünüyor efendim. | Open Subtitles | سطح حمام السباحة هذا زلق للغاية، وتلك العجوز بقبعة السباحة، يبدو وكأنها ستموت في حمام السباحة يا سيدي. |
| Görünüşe göre sana, tam ihtiyacın olanı vermiş. - Aferin Edie'ye. | Open Subtitles | يبدو وكأنها أعطتك ما إحتجتيه بالضبط. |
| İşe yaramadı efendim. Daha çok Rusça gibi geldi. | Open Subtitles | هذا غير جيد يا سيدي يبدو وكأنها الروسية. |
| Bu yılın hikayesi olacak gibi duruyor. | Open Subtitles | هذا الشعور يبدو وكأنها قصةُ العام. |