"يبرح" - Translation from Arabic to Turkish

• gitmiyor
• yere gittiği

İlacın etkisinde. Hiçbir yere gitmiyor.
إنّه تحت تأثير محلولٍ وريديّ و لن يبرح مكانه الآن

- O zaman sorun ne? Hiçbir yere gitmiyor. Bırak maç sonuna kadar kalsın, hepsi bu.
لن يبرح مكانه دعه يُكمل المباراة، لا أكثر

Dinleyin, ben nasıl bir işte bulaştığımızı çözmeden kimse bir yere gitmiyor.
لن يبرح أحد مكانه حتّى أتبيّن ما سنخوضه

Adadan ayrılmaktan başka çaremiz kalmadı. Kimse bir yere gitmiyor.
ليس لدينا خيار سوى مغادرة الجزيرة - لن يبرح أحد مكانه -

Dünyamın güzel yanı şu ki, bir yere gittiği yok.
الشيء الجميل حول عالمي بالنسبة لك، أنه لن يبرح مكانه

- Hayır. Hiç bir yere gitmiyor.
- لا ، هذا الصمغ لن يبرح مكانه -

Babacığın hiçbir yere gitmiyor ufaklık.
لن يبرح أبوكَ مكانه يا صاحبي

- Kimse bir yere gitmiyor.
لن يبرح أحدٌ مكانه.

Artık kimse bir yere gitmiyor.
لن يبرح أحد مكانه الآن

Kimse hiçbir yere gitmiyor.
لن يبرح أحدكم مكانه.

Bekle. Kimse bir yere gitmiyor.
-مهلاً، لن يبرح أحدكم مكانه

Hiç kimse bir yere gitmiyor.
-لن يبرح أحدٌ مكانه

Kimse bir yere gitmiyor.
-لن يبرح أحدٌ مكانه

- Kimse bir yere gitmiyor.
-لن يبرح أحد مكانه

Ama Dexter hiçbir yere gitmiyor.
ولكن (ديكستر) لن يبرح مكانه

Hiçbir yere gitmiyor.
لن يبرح مكانه

Bir yere gitmiyor.
لن يبرح مكانه

Hiç bir yere gitmiyor.
لن يبرح مكانه.

Mekiğin bir yere gittiği yok.
سأمهلك بقية اليوم للتفكير، فإن المكوك لن يبرح مكانه.

Kimsenin bir yere gittiği yok.
لن يبرح أيّ منكما هذا المكان.