| İhtiyar bir kadın gibi görünmek istemem, ama paranoyak olmak beni hayatta tutuyor. | Open Subtitles | أكره أن اكون سيدة عجوز لكن جنون العظمة يبقيني على قيد الحياة |
| İyi tarafıysa, böylece beni ayaklarımın üzerinde tutuyor. | Open Subtitles | والجيد في ذلك بأنه يبقيني على أصابعي |
| Beni canlı tutuyor. | Open Subtitles | إنّه يبقيني على قيد الحياة. |
| - Sid'e ne kadar yakın olsam da beni hala kapının yanlış tarafında tutuyor. | Open Subtitles | بقدر ما إقتربت من (سيد)، مازال يبقيني على الجانب الخاطئ من الباب. |
| Bu... beni hayatta tutuyor. | Open Subtitles | هذا... ما يبقيني على قيد الحياة. |
| Beni onlarla iletişim halinde tutuyor. | Open Subtitles | يبقيني على أتصال بهم |