| Batı sahilinden başlayan ve doğuya doğru kaçınılmaz bir şekilde ilerleyerek, medeniyet belirtisi olan her yeri sistematik bir şekilde yavaş yavaş yok etmeye başladılar. | Open Subtitles | بدأوا يبيدون كل شكل من اشكال الحضارة بدأً من الساحل الشرقي متجهين غرباً بحتمية مخيفة |
| Çok usta suikastçılardan oluşan bir grup yetiştir ve karışıklık çıkarmaya niyetli her bir savaş lordunun yok edilmesini sağlar. | Open Subtitles | قطار مجموعة اسياد القتلة ولها يبيدون كل اسياد الحرب ينوون تسبيب النزاع |
| Yani, aya bir lazer yansıtıp istedikleri hedefi silip yok ederler. | Open Subtitles | أعني، يمكنهم تثبيت إشعاع الليزر من القمر و يبيدون أي هدف يرغبون به |
| Verdikleri ifadelerden dolayı yaklaşık 2000 yıl sonra torunlarının, insanlığı yok edeceğine inanıyoruz. | Open Subtitles | ...ونحن نعتقد من شهادتهما الكلاميَة ...بأنه بعد 2000 سنة من الآن فأن أحفادهما سوف يبيدون الجنس البشري من على وجه الأرض |
| Sadece bir kaç Balarlıyı öldürmek için koca köyleri yok edecekler. | Open Subtitles | سوف يبيدون قرى بأكملها حتى (يحصلوا على عدد قليل من (البالار |
| Aileleri yok ediyorlar. | Open Subtitles | يبيدون عائلات بكاملها |
| Bütün bir köyü yok ettiklerini görmüş.. | Open Subtitles | لقد رأت الـ(جيريكو) يبيدون قريةً كامله |