| Onu kimin takip ettiğine ve kimin mesaj attığına bak. | Open Subtitles | انظرى من كان يتابعها و انظرى من كان يراسلها بالمقابل |
| Onları dosyalayıp gün gün takip edeceğiz. | Open Subtitles | ضعها في ملف ريثما يتابعها أحدهم يوماً ما |
| ben 18 yaşındayken bu yana uluslararası bir turnuva olan R2F'yi... herkes gibi bende takip ediyorum. | Open Subtitles | أعني، أنني تابعت هذه الرياضة دوليّاً منذ عمر الـ 18 عاماً، والآن الجميع يتابعها |
| ve kendilerini bir ayının takip ettiğini farkettikleri zaman daha da korkmuşlar. | Open Subtitles | و عندما أصبحت أكثر خوفا ً لاحظت دب ً يتابعها |
| Teknoloji trendleriyle ilgili konuşmak istiyorum, ki bu birçoğunuzun takip ettiği birşey - ama bildiğiniz gibi, bizim de takip ettiğimiz bir şey. | TED | أرغب في التحدث عن الصيحات التقنية، التي يتابعها العديد منكم -- لكننا أيضًا نتابعها ، لأسباب مرتبطة. |
| Katie davasını çektiğine göre, tıp kurulunun bu işi takip etmek için bir sebebi kalmadığını düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنت أفكر بأنه اذا (كيتي) أسقطت الدعوة القانونية فلا حاجة للمجلس الطبي بأن يتابعها. |