| Burada yazdığına göre genç, çekici sarışınları hedef alıyormuş. | Open Subtitles | يقال هنا انه يتصيد الشابات الشقراوات الجذابات |
| - Bunu yapan her kimse vampirlerle ilişkisi olan kadınları hedef alıyor. | Open Subtitles | أشك بأن من يتصيد هذه النساء .. هم الذي إرتبطوا مع مصاصي الدماء |
| Bizim tarafımızdaki dükkan sahiplerinden koruma haracı istediği için hedef alan biri. | Open Subtitles | وبدأ يتصيد مالكي المتاجر في منطقتنا لدفعات الحماية |
| Yani Tommy O'Rourke'u yakalasak bile başka biri peşine düşecektir. | Open Subtitles | حسنا , هذا يعني حتى لو قبضنا على تومي أحد آخر سوف يتصيد لك |
| Bu adam suçluluk duyanların peşine düşüyor. | Open Subtitles | هذا الرجل يتصيد الأشخاص الذين يشعرون بالذنب. |
| - Yerel bir kanunsuz. - Normalde zenginlerin peşine düşer. | Open Subtitles | -الحارس الليليّ المحليّ، عادة ما يتصيد الأغنياء |
| Karanlık, gelecek nesilleri lekeleyecek bir şey. | Open Subtitles | -كشيء شرير قد يتصيد الأجيال المستقبلية |
| Belkide zeki kızları hedef alıyordur. | Open Subtitles | ربما يتصيد النساء الذكيات |
| Ailenin peşine düşecek. | Open Subtitles | -إنه يتصيد عائلتك |
| Karanlık, gelecek nesilleri lekeleyecek bir şey. | Open Subtitles | -كشيء شرير قد يتصيد الأجيال المستقبلية |