| Senden öncekiler ya kovuldu ya da yanlış tedavi davaları altında boğuldu. | Open Subtitles | قبلك كان يتعرض للطرد أو يدفن تحت جبل من دعاوى سوء الممارسة |
| " Bu ülkede tercih, sağ kanat kuvvetlerinin saldırısı altında." | Open Subtitles | الاخيار يتعرض للهجوم من قبل القوى اليمينية في هذا البلد |
| Ve Google ve Yahoo Internetin en büyük içerik üreticileri olmadıkları için, biz olduğumuz için, kontrol altında tutulacak olan da biziz. | TED | ولأن أكبر منتجي المحتوى في الإنترنت ليسا هما غوغل وياهو، بل نحن، نحن من يتعرض للمراقبة. |
| Üyeler tarikata girdiklerinde, çeşitli beyin yıkama biçimlerine maruz kalırlar. | TED | يتعرض الأعضاء إلى أساليب مختلفة من التلقين متى أصبحوا أعضاء. |
| Evet, biz de kimsenin maruz kalmadığından emin olmak istiyoruz. | Open Subtitles | نعم, نحن فقط نيد التأكد أنه لم يتعرض أحد لها |
| Küçük çocuğunuz travmatik bir şeyle karşı karşıya kaldığında, onun bunu bir oyun gibi görmesi için daha da fazla uğraşırsınız, çünkü çocuklar doğal olarak dünyayı oyunla öğrenir. | TED | وعندما يتعرض طفلك لأمرٍ صادم، فإنك تبذل ما في وسعك لتجعل حياته تبدو كلعبة؛ لأن الأطفال يستكشفون عالمهم عن طريق اللعب. |
| Geçici ölüm halindeyken farenin kalkıp dans etmesi mümkün değil, ama ölü olduğu da söylenemez ve vücuduna kesinlikle zarar gelmiyor. | TED | الآن في هذه الحالة من توقف الحركة، لا يمكنه الخروج والرقص ولكنه أيضًا ليس ميتا، ولم يتعرض لأذى. |
| Gitmemiz gerek. Ana karayolu hava saldırısı altında. | Open Subtitles | لابد أن نتحرك الطريق الرئيسي يتعرض لقصف من الجو |
| Azhar'ın ekibi baskı altında. Ve baskıyı artırdı. - Hadi gidelim. | Open Subtitles | فريق أزهر يتعرض لضغط كبير وقد أغلقت عليه مفاتيح اللعب |
| Gezegen saldırı altında ve sizi buraya gezegeni kurtarmak için getirdim. | Open Subtitles | الكوكب يتعرض للهجوم وقد أحضرتكم هنا لإنقاذه |
| Bunu kişisel alma. Bütün bu film yıldızlığı olaylarından dolayı çok baskı altında. | Open Subtitles | لا تأخذ الأمر علي محمل شخصي انه يتعرض للضغط كونه بطل الفيلم و ما شابه |
| Bu konuda kendimi tamamen sorumlu hissediyorum. Fakat şu an bu ülke saldırı altında ve yapmam gereken bir işim var ve başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | .ولكن الان، فإن هذا البلد يتعرض للهجوم، ولدي عمل أقوم به، وليس بيدي أي شيء |
| İki ajanımız vuruldu, biri ateş altında. | Open Subtitles | .لدينا عميلان قتيلان، وأحدهما يتعرض لطلق ناري |
| Katrana maruz kaldıktan sonra yüzeye çıkması için 20 saniyesi var. | Open Subtitles | بمجرد أن يتعرض لالقطران، لديها فقط 20 ثانية للوصول إلى السطح. |
| Ortalama bir insan her gün düzinelerce kaşıntıya maruz kalır. | TED | يتعرض الشخص العادي للحكة عشرات المرات المختلفة في اليوم. |
| Bunlardan biri, her bir midyenin savrulmaya ve o ortamdan gelebilecek tüm zararlı özelliklere daha az maruz kalması. | TED | وأحد هذه المزايا هي أن أي واحد منها يتعرض إلى أقل قدر من الاضطراب أو أي عوامل ضارة يمكن أن تحدث في تلك البيئة. |
| Ama, ben ve hastalarım, bu hastalığa yakalanmış, 6 ya da 8 yaşındaki bir çocukta olduğu gibi, bir takım hastalıklara karşı hassaslaştık. | Open Subtitles | فى نفس الوقت أنا و مرضاى أصبحنا عرضة لنفس الأمراض التى يتعرض لها طفل فى السادسة أو الثامنة |
| Baron Gruda halkın malına zarar vermeyi, hem suçlu hem de işbirlikçisi için ölümle cezalandırılabilecek bir suç saydı. | Open Subtitles | البارون غرودو يعاقب بالموت كل من يتعرض للملكية العامة والموت لكل من يعارض الاوامر للمذنب وكذلك المتواطئون معه |
| Niye sürekli etrafında birileri ya soyuluyor ya dayak yiyor ya da tutuklanıyor? | Open Subtitles | لماذا دائماً يتعرض أحدهم للنهب أو القتل أو الإعتقال ؟ |
| Kent saldırıya uğradığını sanıp kapıya yüklendi. | Open Subtitles | ظن كينت غالباً بانه يتعرض للهجوم, لذا اندفع من خلال الباب |
| Birkaç saat bu şekilde devam edince işkence ediliyormuş gibi oluyor. | Open Subtitles | بعد عدة ساعات مع هذا الصوت، بدأ يشعر أنه يتعرض للتعذيب. |
| Sanırım söylemeye çalıştığı şey kendisinin kalp krizi geçirdiği. | Open Subtitles | ..اعتقد انه يحاول ان يقول انه يتعرض لأزمه قلبيه.. |
| Görünüşe göre, silah gösterisi saldırıya uğradı David. | Open Subtitles | ويبدو أن عرض المسدسات يتعرض لهجوم، (ديفيد) |
| Amerika'da, hızla yaşlanan bir nüfusa sahip bu ülkede, uzmanların tahminleri 60 yaş üzeri her 10 kişiden birinin istismara uğradığı yönünde. | TED | في أمريكا، البلد التي يشيخ فيها الناس بسرعة، يُقدَر الخبراء أن كل فرد من أصل عشرة فوق 60 عامًا سوف يتعرض للانتهاكات. |
| O günden beri depresyon nöbetleri geçiriyor ve kendisine zarar veriyor. | Open Subtitles | ومن حينها وهو يتعرض لنوبات اكتئاب وإيذاء للنفس |