| Bizden daha genç ve bunun içine doğmuş olanların buna daha doğal şekilde adapte olacağını düşünebiliriz. | TED | وقد نفكر أن أولئك الأصغر سنا أكثر منا، أولئك الذين يولدون في هذا، وسوف يتكيفون أكثر بطبيعة الحال. |
| Bu kötü ahmaklar, katliamdan alıyorlar, değişmeye adapte olamıyorlar. | Open Subtitles | جماعة من الحمقى الذي عمى طغيانهم بصيرتهم بسبب استمتاعهم لإبادة أهل القرى , فأصبحوا لا يتكيفون للتغير |
| Kesinlikle gecikme, Bu solucanlar hızlı adapte oluyor. | Open Subtitles | من المؤكد أننا قمنا بتعطيلهم، ولكن هؤلاء الحشرات يتكيفون سريعاً. |
| Mesela, terörizm. Teröristerler yeni koşullara küçük ve büyük yollarla adapte olmaktadırlar ve televizyonda gördüklerinizin aksine, bu adaptasyonlar ve bunların belirlenmesi easen insanidir. | TED | على سبيل المثال، الارهاب. الارهابيون دائماً يتكيفون بطرق بسيطة أو كبيرة لظروف مختلفة، وبخلاف ما تراه على التلفاز، هذه التكيفات والقدرة على كشفهم هي بشكل اساسي إنساني. |
| Bu yaştaki çocuklar kolay adapte olur. | Open Subtitles | الأطفال يتكيفون بسرعة بهذا السن |
| - Demek istediği, adapte oldukları. | Open Subtitles | إنَّ المهمَّ هنا, هو أنَّهم يتكيفون |
| adapte olabiliyorlar. Onları biz böyle yaptık. | Open Subtitles | انهم يتكيفون هكذا جعلناهم |