| Arabayı krikoyla kaldırmamız gerek. Çıkar şunları dışarı. | Open Subtitles | يتوجب علىّ رفع السيارة على المقبس ، لذا أخرجهم منها |
| Demek ki, yanıldıgını kanıtlamam gerek. | Open Subtitles | هذا جيد يعني أنه يتوجب علىّ إثبات أنك مُخطيء |
| Sanırım sana söylemem gereken bir şeyler var. | Open Subtitles | أعتقد أنه لدىّ بعض الأمور التي يتوجب علىّ إخبارك بها |
| Seni hayal kırıklığına uğratmak istemezdim ama şu an olmam gereken yer burası. | Open Subtitles | ، أكره حقاً أن أخيب أملك لكن ، حسناً ، هُنا حيث يتوجب علىّ أن أتواجد الآن |
| Bir gazeteci olarak buna saygı duyup isteğini yerine getirmem gerekiyor. | Open Subtitles | كصحافية ، يتوجب علىّ إحترام ذلك الأمر بغض النظر عما هو مُشتبه به |
| Arkadaşlar çok üzgünüm ama erken kapatmam gerekiyor. | Open Subtitles | أيتها السيدات ، أنا آسفة للغاية لكن يتوجب علىّ إغلاق المكان مُبكراً |
| Üzgünüm, bu soruları sormak zorundayım. | Open Subtitles | ومرحة أنا آسفة لإنه يتوجب علىّ سؤالك تلك الأسئلة |
| Orada mı bakmak zorundayım. | Open Subtitles | يتوجب علىّ رؤية ما إذا كانت هُناك |
| Bunun ne kadar tehlikeli olabileceğini size söylememe gerek yok. | Open Subtitles | لا يتوجب علىّ إخبارك بمدى خطورة ذلك الأمر |
| Hakkını vermem gerek, başardın. | Open Subtitles | يتوجب علىّ الإعتراف بذلك الأمر ، لقد فعلتيها |
| Provaya gitmem gerek. | Open Subtitles | يتوجب علىّ الذهاب للتأكد من الترتيبات |
| Sanırım sana söylemem gereken bir şeyler var. | Open Subtitles | أعتقد أنه لدىّ بعض الأمور التي يتوجب علىّ إخبارك بها |
| Tek yapmam gereken onu simülatöre bağlamak. | Open Subtitles | كل ما يتوجب علىّ فعله هو الربط بين قلبها وبين المُحاكي |
| Dediniz ki, yapmam gereken tek şey. | Open Subtitles | قُلت أن كل ما يتوجب علىّ فعله هو إحضارهم للداخل |
| Arkadaşlar üzgünüm ama erken kapatmam gerekiyor. | Open Subtitles | أيتها السيدات ، أنا آسفة للغاية ، لكن يتوجب علىّ الإغلاق باكراً |
| Protokol icabı benim geçirmem gerekiyor. | Open Subtitles | يتوجب علىّ إصطحابكم ... إنه البروتوكول المُتبع |
| Şimdi gidip onu bulmam gerekiyor. | Open Subtitles | يتوجب علىّ الذهاب الآن لإيجاده |
| İstemiyor ama bulmak zorundayım. | Open Subtitles | لا يُريد ذلك ، لكن يتوجب علىّ إيجاده |
| Ama olmak zorundayım! | Open Subtitles | كلا لكن يتوجب علىّ |
| Ama bunu yapmak zorundayım. | Open Subtitles | لكن يتوجب علىّ فعل ذلك الأمر |