| - Öyleyse eğer karanlıkta parlıyor olması lazımdı. | Open Subtitles | -كان فوق المستوى لهذا الشهر -مع مستوياتٍ كهذه، يجب أن يتوهّج في الظلام |
| - Öyleyse eğer karanlıkta parlıyor olması lazımdı. | Open Subtitles | -كان فوق المستوى لهذا الشهر -مع مستوياتٍ كهذه، يجب أن يتوهّج في الظلام |
| Kızıl ötesinde, bir yıldız gibi parlıyor. | Open Subtitles | بالآشعة تحت الحمراء.. يتوهّج كنجم |
| Fakat biliyor musun ki bir hayaletin aşkı yağmurlarla beraber yağar yıldızlarla birlikte parlar güneş ve ay şeklinde defalarca göğe yükselir ışığını göklere saçar. | Open Subtitles | لكن هل تعرفِ ان حبّ روح ينهمر مع زخات المطر من السحب يتوهّج مع النجوم |
| Ama kılıç anca Arayıcı'nın öfkesi gazaba dönüşünce parlar. | Open Subtitles | لكن السيف يتوهّج فقط عندما يصل غضب الباحث لمرحلة الإهتياج |
| Bakın, parıldıyor. | Open Subtitles | أنظري, إنّه يتوهّج |
| Oksijen yeşil renkte parıldıyor. | Open Subtitles | يتوهّج الأوكسجين بلونٍ أخضر |