| - Hiç kimse, bir huzur evinde kalman için seni zorlamadı. | Open Subtitles | لم يجبرك أحدٌ على الانتقال إلى منشأةٍ للتقاعد |
| Bu senin için berbat bir şey ama kimse oyun dışı kalman için seni zorlamadı. | Open Subtitles | وهو شعور سيء، لكن لم يجبرك أحد على الخروج من اللعبة. |
| sizi ona bakmaya zorluyor ve anatomi algınız nasıl olursa olsun, güzel, çirkin, korkunç ya da benimki gibi büyüleyici, sizi onunla yüzleştiriyor. | TED | إنه يجبرك على النظر إليه، ومواجهة منظورك الخاص عن التشريح. سواء كنت تجده جميلا، مقرفا، مزعجا، أو مذهلا، كما أجده أنا. |
| Dayanışmanın sıfırsız toplam ilişkilerinin her türü, insanların insaniyetini onaylamaya zorluyor sizi. | TED | على أي شكل من أشكال الإعتماد المتبادل، ومجموع العلاقة اللاصفرية يجبرك على التعرف على شخصيات الناس |
| - Değil! Babama bağlanmaya seni zorlayan olmadı. | Open Subtitles | اسمع ,أنت من وعدت والدي ولم يجبرك أحد على هذا |
| Adalet arayışını ya da intikam zevkini anlarım ama seni zorlayan yok. | Open Subtitles | أنا أفهم التوق إلى العدالة أو فرحة الانتقام الحلو، ولكن لا أحد يجبرك على القيام بذلك، |
| Kalman için kimse seni zorlamıyor. | Open Subtitles | لم يجبرك أحد على المجئ ولا أحد يجبرك على البقاء. |
| Yoksa başka birinin sana zorla kabul ettirmeye çalıştığı kader mi? | Open Subtitles | أم هو مصير حاول أحدهم أن يجبرك على إعتناقه ؟ |
| Kanunlar sizi seks satmaya zorlar, ki bu, amaçlanan etkinin tam tersidir. | TED | القانون يجبرك على مواصلة الإتجار بالجنس، الشيء المعاكس تماما للتأثير المطلوب. |
| - Evet ama muhteşemdi. - Kimse seni zorlamadı. | Open Subtitles | أجل , لكنها كانت حفله رائعه لم يجبرك أحد على فعل ذلك |
| Sana bir iş teklif ettim. Kimse seni zorlamadı. | Open Subtitles | انا عرضت عليك وظيفة ولم يجبرك احد |
| Kimse onu öldürmen için seni zorlamadı değil mi? | Open Subtitles | لم يجبرك أحد على قتلها, أليس كذلك؟ |
| Kimse onu öldürmen için seni zorlamadı değil mi? | Open Subtitles | لم يجبرك أحد على قتلها, أليس كذلك؟ |
| Ki bu seni çocukluğuna elveda etmeye ve yetişkinliği kabullenmeye zorluyor. | Open Subtitles | الذي يجبرك لتقولي وداعاً لطفولتك و تقبل حياتك كراشدة |
| Ama burası insanı öldürmeye veya ölmeye zorluyor. | Open Subtitles | لكن وجودك في هذا المكان يجبرك إما أن تَقتل أو تُقتل |
| Demek istediğim burada olman için seni zorlayan hiç kimse yok. | Open Subtitles | أعني، لا يجبرك أحد على الوجود هنا |
| Demek istediğim burada olman için seni zorlayan hiç kimse yok. | Open Subtitles | أعني، لا يجبرك أحد على الوجود هنا |
| Pekâlâ, aşağı inmek istemiyorsan, inme. Kimse seni zorlamıyor. | Open Subtitles | - حسنا,اذا لم ترد المجىء بالأسفل أبق فوق لن يجبرك أحد على المجىء. |
| Kimse seni zorlamıyor. İster yap, ister yapma. | Open Subtitles | لن يجبرك أحد سواء أردت فعلها أم لا |
| Kimse de sana zorla, teröristlere silah sattırmadı. | Open Subtitles | وأيضاً لم يجبرك أحد على بيع الأسلحة |