| beni, dişimden tırnağımdan artırıp biriktirdiğim parayı fırlatıp atmaya zorluyor. | Open Subtitles | يجبرني على التخلي عن مالي الذي عانيت كثيراً في جمعه |
| Charles bundan sonra beni evliliğe zorlamayacağına dair yemin etti. | Open Subtitles | تشارلز اقسم . انه لن يجبرني على الزواج بعد ذلك |
| Ancak kralın vereceği bir emir beni kararımdan döndürebilir. | Open Subtitles | ولا شيء ، حتى ولا أمر من الملك يجبرني على أن أغير رأي |
| Sucuk pişirmeye zorlanmak beni delirtiyor. | Open Subtitles | الذي يجبرني على إعداد دجاج البيبروني يجنني |
| Rica ederim, üzülme. Kimse beni onunla olmaya zorlamıyor. | Open Subtitles | أرجوك لا تشفق عليّ لا أحد يجبرني على البقاء معه |
| Hayır, Lee beni maçlara sürükler. | Open Subtitles | أنسه لية؟ لا لي اعتاد ان يجبرني على المشاهدة |
| beni 10 yasinda çocuklarla ayni sinifta çalistiriyor. | Open Subtitles | و يجبرني على أخذ التمارين مع صفّ العشر سنوات |
| Bu da beni baloyu iptal etmeye zorluyor. | Open Subtitles | إنه يجبرني على أعتبار أن حفلة الرقص ملغية |
| Şah beni din değiştirmeye zorlamadı. Üstelik benim için bir tapınak inşa etti. | Open Subtitles | الامبراطور لم يجبرني على تغيير الديانه بل وجعل لي معبداً |
| beni gitmek için zorladı. Diğer türlü beni o dersten bırakacak. | Open Subtitles | إنه يجبرني على الذهاب و إلا فسأفشل في المادة |
| Bir hafta odamdan çıkamadım ama o beni çıkmam için zorlamadı. | Open Subtitles | ولا أعتقد بأنّني خرجتُ من غرفتي لمدة أسبوع، ولم يحاول أن يجبرني على ذلك |
| beni seks yapmaya zorladığı için korkmuştum. | Open Subtitles | كنت خائفه من أن يجبرني على ممارسة الجنس معه |
| Buraya nasıl girdin? Patronum beni hep başkalarının evine sokuyor. | Open Subtitles | رئيسي يجبرني على اقتحام الأماكن طزال الوقت. |
| Bu durum beni soracağımı hiç düşünmediğim sorular sormaya itti. | Open Subtitles | وهذا يجبرني على أن أسأل اسئلة لم اعتقد أنني سأسلها قط |
| beni, yapamayacağım bir şeyi yapmaya zorluyor. | Open Subtitles | انه يحاول ان يجبرني على فعل شيء أنا ، أنا لا أستطيع |
| Aslında Paul beni heykel yapmak için zorlamalıydın. | Open Subtitles | في الواقع يا بول فان ما يؤرقني و يجبرني على ممارسة النحت |
| Aptalca şeyler olduğunda beni olaya girmeye zorluyor. Gördün mü? | Open Subtitles | الذي يجبرني على التدخل كلما خالط الغباء رأسي |
| beni zorla uçaktan indirmeye çalıştı. | Open Subtitles | لقد حاول أن يجبرني على الخروج من الطائرة |
| Ve ben de sahibi olmadığım için beni iş birliğiyle ile suçlayabileceğiniz hiçbir delil yok. | Open Subtitles | وبما أنني لست المالكة ليس هناك قانون يجبرني على التعاون |
| beni zor kullanarak kasaba dışına atmaya çalışan bir adamla mı? | Open Subtitles | مع الرجل الذي حاول أن يجبرني على ترك البلدة؟ |