| çalışmam gerek. Bana ihtiyacınız olursa üst katta olacağım. | Open Subtitles | الآن يجب أن أعمل, سأكونُ في الطابق العلوي إذا إحتجتَ لي |
| Poker suratıma daha çok çalışmam gerek. | Open Subtitles | يجب أن أعمل على تعابير وجهي، صحيح؟ أجل. |
| Bu akşam için sözleşmiştik. Ama benim çalışmam lazım. | Open Subtitles | أعرف بأنّنا كان عندنا الخطط لللّيلة، لكنّي يجب أن أعمل. |
| Bir şeyler yapmalıyım yoksa yaşamam gereken hayatı yaşayamadan, ölüp gideceğim. | Open Subtitles | أنا يجب أن أعمل شيء، أنا سأموت قبل أن عندي الحياة |
| Çok çalışmalıyım ihtiyar. Sezon kapanmak üzere. | Open Subtitles | أسمع يا عجوز أنا يجب أن أعمل بسرعة الفصل تقريبا انتهى |
| - Bu akşamüstü çalışmam gerekiyor. | Open Subtitles | بيبي تعرفين أنه يجب أن أعمل عصر هذا اليوم |
| Artık bir ofisim yok. Bu yüzden, burada çalışmak zorundayım. | Open Subtitles | ليس لدي مكتب لذا يجب أن أعمل هنا |
| Ne yapacağım, öpecek miyim? | Open Subtitles | ماذا يجب أن أعمل بها, أقبلها ؟ |
| Bunu yapmak zorundayım tamam mı? | Open Subtitles | أمارس الجنس مع يجب أن أعمل هذا الآن , موافقة؟ |
| Poker suratıma daha çok çalışmam gerek. | Open Subtitles | يجب أن أعمل على تعابير وجهي، صحيح؟ |
| Evet, biliyorum. Bunun üzerinde çalışmam gerek. | Open Subtitles | أجل، أعلم، يجب أن أعمل على هذا. |
| Bunun üzerinde çalışmam gerek. | Open Subtitles | هذا ما أنا... يجب أن أعمل... يجب أن أعمل عليه |
| Onun üzerinde çalışmam lazım biraz garip değil mi? | Open Subtitles | ، حسناً يجب أن أعمل على هذا لأنه غريب نوعاً ما ، أليس كذلك ؟ |
| Üzerine biraz daha çalışmam lazım sanırım. | Open Subtitles | يوجد القليل من الإضافات يجب أن أعمل عليها |
| Üzerine biraz daha çalışmam lazım sanırım. | Open Subtitles | يوجد القليل من الإضافات يجب أن أعمل عليها |
| Yarın sabah biraz araştırma yapmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أعمل بعض البحث صباح الغد |
| Biraz da güzel şeyler yapmalıyım, Raphaela. | Open Subtitles | يجب أن أعمل عملا حسنا يا رفائيلا |
| Hayır, haftanın altı gecesi hazır yemek satan bir yerde kapıcılık yapıyorum. çalışmalıyım. | Open Subtitles | أنا حارس بمطعم وجبات سريعة لست ليال يجب أن أعمل |
| Affedersiniz, çalışmalıyım ama sonra görüşürüz. | Open Subtitles | آسف، يجب أن أعمل لكني سأراك فيما بعد. |
| Evet, Quake'e gidersem, dışarı çıkmam biraz zor olabilir çünkü gece vardiyasında çalışmam gerekiyor. | Open Subtitles | أجل، بعد ذهابي لمطعم الزلزال، وأعتقد أن لديّ مشكلة في الخروج لأنني يجب أن أعمل في الدوام الليلي |
| Sadece daha sıkı çalışmam gerekiyor. İlacın etkisini telafi edebilmek için. | Open Subtitles | و لكن فقط يجب أن أعمل بمجهود أكبر لأعوض توقفى عن تناوله |
| Şu salak Parrish'le çalışmak zorundayım ve bana şirin gözükmeye uğraşıyor. | Open Subtitles | ، يجب أن أعمل مع "باريش" الغبي وهو في الواقع يكون لطيفاً معي |
| "Evita"yı yeni izlemiştim -- (Kahkaha) -- Madonna vardı ve ben, bir dakika, Steve Jobs hakkında da bir tane yapacağım. | TED | لقد رأيت فلم "Evita" لِتوِّي -- (ضحك) --مع مادونا، و قلت لنفسي، أتعلم يجب أن أعمل واحدة لستيف جوبز. |
| Ve bütün önemli işleri kendim yapmak zorundayım. | Open Subtitles | و يجب أن أعمل كلّ الأشياء المهمة بنفسي |
| Hukuk Kütüphanesinde çalışmaya başladım. | Open Subtitles | يجب أن أعمل في مكتبةِ القانونَ |
| Bilmiyorum, çalışmak zorunda olabilirim. | Open Subtitles | لا أعلم , أنا يجب أن أعمل |