Güzel, eğer başka birisi yoksa burada kalmalısın. | Open Subtitles | حسناً إذ لم يكن هناك أحد آخر ..يجب أن تبقي هنا |
Yüzmeyi öğrenene kadar belki suyun sığ tarafında kalmalısın, güzelim. | Open Subtitles | يجب أن تبقي قريباً من المياه الضحلة حتى تجيدي السباحة، أيتها الفاتنة |
Bizi kimin öldürmeye çalıştığını bulana kadar benimle kalmalısın | Open Subtitles | حتى نعرف من يريد أن يقتلنا,يجب أن تبقي معي. |
Bunu kesinlikle kontrol altında tutmalısın, başarabilirsen Dianne senin bütün sorunlarını çözecek. | Open Subtitles | بالتأكيد التحقق من ذلك يجب أن تبقي الماء في القاع، إذا كنت تستطيع ع ب ديان جميع المشاكل الخاصة بك إلى التمهيد. |
GüçIü olmalıyız, denizci. Bu işten kurtulmak için dimdik ayakta olman lazım. | Open Subtitles | يجب أن تبقي ثابتً, أيها البحار سوف نخرج من هنا, نحتاجك قوي |
Sana ameliyata girmek ister misin diye soracaktım ama burada hamile bayanla kalmak zorundasın. | Open Subtitles | كنت سأطلب منك أن تكون معي، لكن يجب أن تبقي مع هذه السيدة الحبلى |
Hayır, bu sefer arabada kalman lazım. | Open Subtitles | لا, يجب أن تبقي فالسيارة هذه المرة. |
Tam bir dakika orada kalman gerek alevlerin sönmesine ve odanın tam steril olmasına yetecek kadar. | Open Subtitles | يجب أن تبقي في الداخل لدقيقة كاملة، وقتٌ كافٍ لإنخماد النيران وليتم تعقيم الغرفة تماماً. |
Avatar olarak, bu zıtlaşmada tarafsız kalmalısın. | Open Subtitles | كأفتار , انت ِ يجب أن تبقي محايدة في هذا الصراع |
Bu oyunla ilgili şey bu işte, o anda kalmalısın, değil mi? | Open Subtitles | هذا هو الشيء الجميل في هذه اللعبة, يجب أن تبقي في اللحظة, أليس كذلك؟ |
Kaçamadığın mazinle birlikte burada kalmalısın yaşamın kendisinden daha çok seni seven ruhlarla. | Open Subtitles | يجب أن تبقي هنا مع الماضي الذي لا يمكنك الهروب منه مع الأشباح الذين تحبهم أكثر من الحياة نفسها |
Sen sınırın bu tarafında kalmalısın. | Open Subtitles | هذا هو حد الملكية يجب أن تبقي هنا على هذا الجانب |
Her neyse bence orada kalmalısın. | Open Subtitles | على كل حال... يجب أن تبقي هناك. سيعود ذلك عليك بالنفع. |
- Burada, güvende olduğun yerde kalmalısın. Tamam mı çiçeğim? - Tamam anneciğim. | Open Subtitles | يجب أن تبقي هنا بينما أنت بمأمن - هل تفهمين يا زهرتي - أجل يا أمي - |
İşte bu yüzden, ifade verirken, yanıtlarını kısa tutmalısın. | Open Subtitles | لهذا، في جلسة الشهادة، يجب أن تبقي إجاباتك ملخّصة |
Sana her defasında diyorum, gözlerini açık tutmalısın. | Open Subtitles | ما زلت أقول لك يجب أن تبقي عيونك مفتوحة |
Annen için güçlü olman lazım. | Open Subtitles | يجب أن تبقي قوية لأمك أن لا يمكنني المشي الى البيت |
- Tatlım, sakin olman lazım. | Open Subtitles | عزيزتي,يجب أن تبقي هادئة |
Tarafsız kalmak zorundasın, aksi halde kabilelerimiz asla birleşemez. | Open Subtitles | , أنت ِ يجب أن تبقي محايدة او قبائلنا لن تجد الوحدة أبدا |
Deena birisiyle kalmak zorundasın. | Open Subtitles | حسنا, دينا, يجب أن تبقي مع شخص ما |
kalman lazım. | Open Subtitles | يجب أن تبقي هُنا |
kalman gerek. | Open Subtitles | يجب أن تبقي لتري كيف ستسير الأمور |
Madem öyle, o zaman belki de biraz daha kalıp çalışmalısın. | Open Subtitles | لذا بهذه الحالة ، ربما يجب أن تبقي مستيقظة . و تدرسي لوقت أطول |