| Senin mülakatta olman gerekmiyor muydu tatlım? | Open Subtitles | ألا يجب أن تكون في المقابلة الان يا عزيزي ؟ |
| Bu harika bir şey ama şuan tuvalette olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | رائع , و لكن ألا يجب أن تكون في الحمام الأن ؟ |
| Yani şimdi senin tarlanın tekinde, beyaz bir çarşafın içerisinde papatyaların arasında yuvarlanıyor olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أعني ، ألـا يجب أن تكون في حقل ما الأن، ترتدي كتان أبيض، بين أزهار الربيع. |
| ve sen yatakta olmalıydın, yarın ki düğünde dinç olmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تكون في الفراش راحةً من أجل الزفاف غداً |
| Yatmayacağım. Yarım saat önce yatakta olman gerekirdi. | Open Subtitles | كان يجب أن تكون في السرير من نصف ساعة |
| Çok gençsin. Okulda olman gerekiyor senin. | Open Subtitles | أنت يافعٌ جداً، يجب أن تكون في المدرسة الآن |
| - Senin yatakta olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | -ألا يجب أن تكون في الفراش؟ -ربما، لكن من فضلك |
| Büroda olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يجب أن تكون في المكتب الآن؟ |
| Ofiste olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يجب أن تكون في المكتب الآن؟ |
| - Ne arıyorsun burada? - Senin okulda olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يجب أن تكون في المدرسة العسكرية؟ |
| Diğerleriyle kulüpte olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يجب أن تكون في النادي مع بقيتهم؟ |
| Sheldon, senin çalışıyor olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | شيلدن، ألا يجب أن تكون في العمل؟ |
| Senin okulda falan olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يجب أن تكون في المدرسة أو شيئ ما؟ |
| Şu ana kadar Pasifik'in üzerinde olmalıydın. | Open Subtitles | يجب أن تكون في مكان ما فوق المحيط الهادي الآن، كونكلين. |
| Bu dağ başında değil, hastanede olmalıydın. | Open Subtitles | أنت يجب أن تكون في المستشفى لا يقاوم هنا في مكان مجهول. |
| Nerede olmalıydın, Bethlehem'de olmalıydın, hadi. | Open Subtitles | أين يجب أن تكون؟ يجب أن تكون في بيت لحم تعال |
| Sana, 08:00'deki Boston uçuşunu ayarlamıştım yani şimdiye kadar yolu yarılamış olman gerekirdi. | Open Subtitles | لقد حجزت لك في الثامنة "الى "بوسطن مما يعني أنه يجب أن تكون في منتصف طريقك الى هناك |
| Şimdiye yemekhanede olman gerekirdi. | Open Subtitles | يجب أن تكون في المطبخ بسرعة.. |
| Ama Connecticut'ta olman gerekiyor. Derslerin var, kitabın var. Hayır, önemli değil. | Open Subtitles | ولكن يجب أن تكون في كونتيكت لديك دروسك ولديك كتابك |
| Her gün, sabah 7 akşam 7 arası evinde olman gerekiyor. | Open Subtitles | أتفقّد فحسب. يوميًا, بين السابعة مساءًا والسابعة صباحًا يجب أن تكون في منزلك. |
| Senin partide olman gerekiyor Ethan bu kasabanın çocuklarıyla, gerçek arkadaşlarınla birlikte dans etmen gerek. | Open Subtitles | يجب أن تكون في الحفلة يا إيثان ترقص مع أصدقائك الحقيقين الذين ينتمون لهذا المكان |