| - Burada bir yerde olmalılar. - Yeni bir kitap mı yazıyorsunuz? | Open Subtitles | هم يجب أن يكونوا هنا فى مكان ما أتعمل على كتاب جديد؟ |
| Akdeniz'i yönlendiren büyük Kuzey Afrika ortaçağ filozoflarını biliyor olmalılar. | TED | يجب أن يكونوا قد عرفوا فلاسفة العصور الوسطى العظماء من شمال أفريقيا الذين قادوا البحر الأبيض المتوسط. |
| Sonra da başka şekilde devam etmede özgür olmalılar. | TED | وبعدها، يجب أن يكونوا أحرارًا في المضي قدمًا. |
| Bir dakika içerisinde rezerve edilebilir olmaları gerekirdi. | TED | و يجب أن يكونوا مستعدين للعمل فى الدقيقة التالية. |
| Çok rekabetçi değerler için uygun olmak zorunda kalırlardı. | TED | يجب أن يكونوا مُتاحين بأسعار تنافسية للغاية. |
| Mükemmel olmalılar, mükemmel olmak zorundalar. | Open Subtitles | يجب أن يكونوا مثاليين، أحتاجهم أن يكونوا مثاليين. |
| Meksika'dan gelen transatlantik posta olması lazım. | Open Subtitles | يجب أن يكونوا الإلكتروني الأطلسي من المكسيك. |
| Hepsi kötü insanlar olmalıydılar. | Open Subtitles | كان يجب أن يكونوا جميعاً أشراراً |
| İnanılmaz ötesi taş olmaları lazım. Ya 9 ya da 10 yani. | Open Subtitles | يجب أن يكونوا جميلات بجنون مثل تسع أو عشر من مقياس الجمال |
| Trende olmaları gerekiyor. | Open Subtitles | إنهم عمّالي يجب أن يكونوا على القطار الان |
| Tokalaşmayanları nerede bulacağım konusunda en küçük bir fikrim yok çünkü saklanıyor olmalılar. | TED | وليست لدي أدنى فكرة عن مكان لا يوجد فيه أولئك الذين لا يتصافحون بالأيدي، لأنهم يجب أن يكونوا مختبئين. |
| Prensese çalıntı planları geri getirmeye çalışıyor olmalılar. | Open Subtitles | يجب أن يكونوا يحاولون ارجاع الخطط المسروقة الى الأميرة |
| Bunu yapıyorlar çünkü ödülü almak istiyorlar. Dayanıklı olmalılar. | Open Subtitles | يصرخون لأن كل شخص هنا يريد الحصول على الجائزة الأولى يجب أن يكونوا قساة |
| -Neden kaybolduğunu öğrenmek istiyorum. -Biraz yavaşlayın buralarda olmalılar! | Open Subtitles | جد لماذا إختفى يجب أن يكونوا على هذا الطريق |
| Bizden milyon yıl ileride gelişmiş bir tür olmalılar. | Open Subtitles | يجب أن يكونوا متقدمين عنا بملايين السنوات |
| Zengin olmalılar çocuklar uygun yaşta olmalı ve anneleri güzel olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكونوا أغنياء. ولديهم أطفال في العمر المناسب. ولديهم أمهات جميلات. |
| Yapma lütfen, ne yaptıklarını biliyor olmaları gerekirdi. | Open Subtitles | أوه، يجب أن يكونوا على علم بما كانوا يفعلونه |
| Hayır. Çocuklar olmak zorunda. Tanrı Yapıcı'nın çözümü için hayal gücüne ihtiyacı var. | Open Subtitles | لا، يجب أن يكونوا أطفالاً، فمخيلاتهم مطلوبة لحل معادلة صانع الآلهة |
| Gelecek hafta yola çikmak için hazir olmak zorundalar. | Open Subtitles | و ماذا في ذلك؟ يجب أن يكونوا جاهزين لشحنهم الأسبوع المقبل. |
| Devlet incelemeler yapıyor. Kızların profesyonel olması lazım. | Open Subtitles | يقومون بالتفتيش ، الفتيات يجب أن يكونوا محترفين |
| Çocuklar şu an uyuyor olmalıydılar ama biraz yaramazlar. | Open Subtitles | حاضر، سيدي. هؤلاء الأولاد يجب أن يكونوا في السرير... |
| İnanılmaz ötesi taş olmaları lazım. Ya 9 ya da 10 yani. | Open Subtitles | يجب أن يكونوا جميلات بجنون مثل تسع أو عشر من مقياس الجمال |
| Uçakları 7:30'ta geliyordu. Burada olmaları gerekiyor. | Open Subtitles | طائرتهم في السابعة والنصف يجب أن يكونوا هنا |
| Dehalar genelde inek ve beceriksiz olurlar. | Open Subtitles | الأعاجيب يجب أن يكونوا غير محبوبين وغير مُلائمين. |
| Öncelikle söyleşeceğim kişi Amerikalı olmalıydı. | TED | الأول أنهم يجب أن يكونوا أمريكان. |
| Gözlerini. Pardon, kapalı olmaları gerekiyordu. | Open Subtitles | عينيكي, أنا آسف كان يجب أن يكونوا مغلقين |
| Neden kafeste olmaları gerektiğini anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أعلم لم يجب أن يكونوا في قفص |
| Öyle olmaları gerek. Ağırlıklarınca yetkilidirler. | Open Subtitles | يجب أن يكونوا كذلك يثقلهم ما بهم من أحكام |