| Senin ortaya çıktığın her yerde olduğu gibi. İnsanlar bağırır çağırır. | Open Subtitles | تقريباً مثل أي مكان آخر يجتمع الناس و يركضون و يصرخون |
| Yıllık toplantıya gelen insanlar yıllık toplantımıza hoşgeldiniz! | Open Subtitles | أهلاً بكم في الاجتماع السنوي حيث يجتمع الناس سنوياً |
| İnsanlar bir odada toplanıp konuşursa, gerçek er veya geç ortaya çıkar. | Open Subtitles | وعندما يجتمع الناس فى غرفه ويتكلمون الحقيقه أجلاً ام عاجلاً ستظهر |
| Her yerde olduğu gibi. İnsanlar bağırır çağırır. | Open Subtitles | تقريباً مثل أي مكان آخر يجتمع الناس و يركضون و يصرخون |
| Öğretilerimiz der ki insanlar birlikte yemek yediğinde dostuna zaman tanımalısın. | Open Subtitles | تنص تعاليمنا عندما يجتمع الناس على الطعام أن ننتظر من يشاركنا الطعام إلى أن ينتهي |
| ' ritüeli caddelerde vurduğu anla beraber insanlar Royal Region'da haftalık et çekilişi için toplanıyor. | Open Subtitles | يجتمع الناس في حشدٍ ضخم لقرعة اللحم الاسبوعية |
| Bugün insanlar ülkenin dört bir yanındaki şehirlerde küçük protesto toplanmalarına katılmak için toplanıyor. | Open Subtitles | يجتمع الناس اليوم في المدن في جميع أنحاء البلاد في مظاهرات احتجاج طفيفة |
| İnsanlar öğleyin burada toplanıp Robin Hood'un adaletin eline düştüğünü görerek yeni bir İngiltere'nin doğuşuna tanık olacaklar. | Open Subtitles | عندما يجتمع الناس هنا في منتصف النهار "ليروا تقديم "روبن هود للعدالة اخيراً سيشهدون ولادة نظام جديد |
| İnsanlar neden Noel'de bir araya gelir biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين لم يجتمع الناس في يوم الميلاد؟ |
| (Alkış) Söylediklerim açıkça anlaşılsın istiyorum, çünkü ofislerimizin rastgele, kafe tarzı etkileşimleri cesaretletlendirmesi gerektiğine inanıyorum -- bilirsiniz, insanlar öylesine bir araya gelip fikir alışverişinde bulunabilmeli. | TED | (تصفيق) أريد أن اكون واضحة في إيصال فكرتي، أنا فعلا أؤمن أن مكاتبنا يجب أن تكون مشجعة وعفوية وسهلة للحوار والتواصل -- كما تعلمون الأماكن حيث يجتمع الناس لتبادل الافكار بالمصادفة. |