| Elbette o ilki ve en önemlisi fakat bozulmuş alanların tekrar düzenlenmesi, yeniden üretimesi ve iyileştirilmesi ayrıca önemlidir. | TED | الذي هو بالطبع الهدف الأول والأساسي، بل هذا يجدد الغابات المتدهورة، ويعيد تأهيلها. |
| Virus-T, yeniden düzenliyor ölü hücreleri. Temel olarak, ölüleri diriltiyor. | Open Subtitles | الفيروس يجدد الخلايا ببساطة يعيد الميت الى الحياة |
| Bu bir Volm'u yeniden oluşabilmesinden önce indirmek için yeterince güçlüyse bir melezi de öldürebilir. | Open Subtitles | الآن، إن كان هو قويٌ بما فيه الكفاية ليقضي على الإشفيني قبل أن يجدد خلاياه قد يكون قادراً على قتل هجين |
| Çocuklar, gerçekten yeniden silahlanıyor. | Open Subtitles | أيها الرفاق، يجدد أسلحته بالمعنى الحرفي |
| yeniden seçilmek istiyormuş gibi görünmüyor. | Open Subtitles | لايبدو مثل أنه يريد أن يجدد أنتخابه |
| Nil Ana'nın toprağı besleyip yeniden doldurması gibi. | Open Subtitles | -فهى كالنيل يجدد الاراضى بالطمى دوما |
| Bana bir ilaç ver. Kendimi yeniden güçlü hissettirecek bir şeyler. | Open Subtitles | اعطني منشطاً شئ ما يجدد طاقتي |
| Bana uyarıcı bir şey ver, kendimi yeniden güçlü hissetmek istiyorum. | Open Subtitles | اعطني منشطاً شئ ما يجدد طاقتي |
| Her şey yeniden doğar. | Open Subtitles | كل شيء يجدد. |