| Artık güvenli bir tesiste olduğumuza göre yedeğini alsak iyi olacak. | Open Subtitles | يجدر بنا أن نصنع نسخة إحتياطية بما أننا في منشأة آمنة. |
| Çatıya bir göz atsanız iyi olacak. | Open Subtitles | يجدر بنا أن نلقي نظرة بالطابق العلوي، ثمة شيء مريب |
| Yukarı çıksak iyi olacak. Yemek soğumuştur. | Open Subtitles | يجدر بنا أن نصعد على الأرجح، فالطعام سيبرد |
| Güzel, hatta biz de bakalım. | Open Subtitles | جيّد, يجدر بنا أن نتحقق أيضاً. |
| Güzel, hatta biz de bakalım. | Open Subtitles | جيّد, يجدر بنا أن نتحقق أيضاً. |
| Dışarıda beton karmalıyız. Ya da marangozluk yapmalıyız. | Open Subtitles | نحن يجدر بنا أن نقوم بخلط الأسمنت في مكان ما في مكان خالٍ و مفتوح أو أن نكون نجارين |
| Kalan vektörler bile senden daha mantıklı düşünüyor. Saklanıyorlar. Biz de öyle yapmalıyız. | Open Subtitles | حتى حاملو المرض المتبقين لديهم عقل أفضل منك فهم يختبؤون كما يجدر بنا أن نفعل |
| Artık arabaya gitsek iyi olacak. | Open Subtitles | حسناً, يجدر بنا أن نأخذ الأمتعة للسيارات |
| Gitsek iyi olacak. | Open Subtitles | يجدر بنا أن نعود. |
| O kamyonu bulursak daha iyi olacak. | Open Subtitles | . يجدر بنا أن نجد تلك الشاحنة |
| - Ayvarı getirsek iyi olacak. | Open Subtitles | ـ يجدر بنا أن نحضر المزيد. |
| Pekala, biraz uyusak iyi olacak. | Open Subtitles | حسناً، يجدر بنا أن نخلد للنوم |
| Anlıyorum, hepimiz şöyle otursak iyi olacak sanırım. | Open Subtitles | ربما يجدر بنا أن نجلس جميعاً |
| - Biz de gitsek iyi olacak. | Open Subtitles | -ونحنُ أيضًا يجدر بنا أن نذهب . |
| Belki bu konuşmayı başka bir yerde yapmalıyız. | Open Subtitles | ربما يجدر بنا أن نجري هذا المحادثة بمكان آخر |
| Lanet. Biz yapmalıyız ne düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | تباً ماذا تظن أنه يجدر بنا أن نفعل؟ |