| Başka birini düşünüyorsan, bunu yapma. Bir işe yaramaz. | Open Subtitles | إذا كنت تفكر فى احدآ اخر لا تفعل فهذا لن يجدى نفعآ |
| O kaset artık bir işe yaramaz. Artık çok geç. | Open Subtitles | هذا الشريط لم يعد يجدى لقد تأخر الوقت كثيرا |
| Hayal kırıklığın için üzgünüm, bu da işe yaramayacak. | Open Subtitles | , حسناً آسف لخَيبة أملك، ذلك لَنْ يجدى نفعاً أيضاً |
| İstediğini dene robot, işe yaramayacak. | Open Subtitles | حاول كل شىء أيها الألى هذا لن يجدى |
| Mahkemede önsezi yetmez. Sağlam gerçekler nerede? | Open Subtitles | الحدس لا يجدى فى المحكمة, أين الأدلة ؟ |
| O demirleri çıkarmaya çalışmanın bir faydası olmayacağını söyledim. | Open Subtitles | بالطبع تدرك أنه لن يجدى نفعا اخراج الحواجز من النوافذ |
| İşe yaramadı ve babandan şüphelenmeye başladım. | Open Subtitles | ولكن, هذا لم يجدى وبدأت اشك فى والدك |
| İyi değil artık, Lise. yürümüyor. | Open Subtitles | هذا غير جيد يا ليسا إنه لن يجدى نفعاً |
| Öleli birkaç saat olmadığı sürece işe yaramaz. | Open Subtitles | هذا لا يجدى نفعاً , إذا كنت ميت منذ بضعة ساعات |
| İyi bir teknik ama iki kere işe yaramaz. | Open Subtitles | انه اسلوب جيد, ولكنه لن يجدى مرتين |
| İşe yaramaz. Tıka basa doldurmuşsunuz. | Open Subtitles | لن يجدى ذلك الصندوق ممتلئ على آخره |
| İşe yaramaz. Olağanüstü bir akıla sahibim. | Open Subtitles | لن يجدى هذا فعندى عقل كبير للغايه |
| Bir işe yaramayacak John. Yalnızca kendini küçük düşürüyorsun. | Open Subtitles | " هذا لن يجدى نفعاً يا " جون أنت تذل نفسك فحسب |
| Bu kesinlikle bir şeye yaramayacak. | Open Subtitles | هذا لَنْ يجدى مطلقاً |
| - Gerçekle yüzleşelim. İşe yaramayacak. - İşte bu. | Open Subtitles | دعنا نواجه هذا فهو لن يجدى |
| İyi iş çıkmış burada. Tamir yetmez buna. Değişmeleri lazım. | Open Subtitles | لن يجدى الاصلاح فى هذة تحتاج لتغيير |
| İyi iş çıkmış burada. Tamir yetmez buna. Değişmeleri lazım. | Open Subtitles | لن يجدى الاصلاح فى هذة تحتاج لتغيير |
| Şekerin bir faydası olmaz, zaten çok tatlılar. | Open Subtitles | السكر لن يجدى فهم بالفعل حلوين جداً |
| faydası yok, sevgilim. | Open Subtitles | هذا لن يجدى تماماً، يا عزيزتى |
| Sanırım psikolojik taktiğimiz işe yaramadı kaptan. | Open Subtitles | لا اعتقد أن علم النفس يجدى هنا يا كابتن |
| Birlikte yürümüyor. | Open Subtitles | إنه لا يجدى معنا |
| Yedi yaşımda bile bunun işe yaramayacağını biliyordum. | TED | حتى عقلي الذي لم يتجاوز سبع سنوات يفهم أن هذا لن يجدى نفعاً. |