| Göçük dökülen beton kurumadan önce eski dondurucu yerine koyulduğu zaman. | Open Subtitles | حدثت عندما وضع المجمد القديم في الخلف قبل أن يجف الإسمنت |
| O adamı dinlemek, boyanın kurumasını izlemekten daha az ilginçti. | Open Subtitles | هذا الشخص كان بصدد أشياء مهمة كمشاهدة الطلاء حتى يجف. |
| kuru kalabilmeleri için aralarından hava geçsin diye. | Open Subtitles | لترك مسافة للهواء ليمر بينها وهذا حتى يجف الخشب. |
| Dizlerinin bağı çözülür, ağzın kurur o özel bölgende tatlı bir ürperti hissedersin. | Open Subtitles | الركب ترتعش. وفمك يجف تحسي بالوخز في المكان الخاص |
| Maket kurumamıştı, siz de kuruyana kadar burada kal demiştiniz. | Open Subtitles | لم يكن البناء جافاً طلبت مني أن أبقى حتى يجف |
| Ona oturmamak gerekir çünkü henüz kurumadı. | Open Subtitles | كل شيء لامع الآن. لا أُفضل الجلوس هنا، ياولدي، إنه لم يجف بعد. |
| Dilim, öldüğümüz zamanki gibi kuruyor, küle dönüşüyor, hiç kömür olmadan. | TED | يجف لساني بذات الطريقة التي توفينا بها، ليصبح رمادًا دون الفحم. |
| Azıcık sal, bekle kurusun. Azıcık daha sal, bekle o da kurusun. | Open Subtitles | دع القليل يخرج، دعه يجف القليل يخرج، دعه يجف |
| Peki ya... diğer mavi olan? Hayır, o kurumuş olan şeyi beğenmedim. | Open Subtitles | ـ مارأيك فى الأزرق منهم ـ لا، لاتعجبنى الطريقة التى يجف بها |
| Bir adamı kaçırmış ve zafer ganimeti olarak elini kesip kuruması için onu tavana asmış birisinin yapabileceği gibi. | Open Subtitles | كما هو الحال عندما يخترق شخصاً ما رجلاً ويأخده , ويشنقه تاركاً إياه حتى يجف دمه |
| Bak. Bu bir çeşit vücut boyası, kuruduğunda ikinci bir deri gibi sertleşiyor. | Open Subtitles | انظر.انة نوع من طلاء الجسم يلتصقبالطبقةالثانيةمنالجلدعندما يجف. |
| - Boya kurumadan girerseniz, böyle... | Open Subtitles | انه فقط الصُبِغَ والطلاءَ لم يجف؟ حَسناً. عندما يجف |
| Teri kurumadan ödeme yap. Para gibisi var mı? | Open Subtitles | الدفع قبل أن يجف العرق مــــا حــــــــال الــــمــــــــــــال ؟ |
| Bugünkü antrenmanı iptal edeceğimizi, sahanın kurumasını bekleyeceğimizi ve yarın toplanacağımızı sanıyor. | Open Subtitles | يظن أننا لن نتمرن اليوم ننتظر الحقل حتى يجف إلى يوم غد |
| İyiler. Çimentonun kurumasını beklerken çok sıkılıyorlardı. | Open Subtitles | سيكونون بخير لقد وُلدوا لمراقبة الإسمنت يجف |
| Bu aşk yağmur uzun süre yağmadığında kuru kalan bir dere gibi. | Open Subtitles | هناكحُب.. يشبه التيار ثم يجف بعد ذلك عندما تتوقف الأمطار عنه . |
| Bir sürü çamaşır yarı dolu olmasından daha çabuk kurur. | Open Subtitles | 3 تذكري، حمل كامل من الغسيل يجف أسرع من نصف حمل. |
| Maket kurumamıştı, siz de kuruyana kadar burada kal demiştiniz. | Open Subtitles | لم يكن البناء جافاً طلبت مني أن أبقى حتى يجف |
| Birazdan hazır olacak. Kanıtlar henüz kurumadı. | Open Subtitles | سأحتاج القليل من الدقائق، الدليل لم يجف بعد. |
| Sonucunda kaynak kuruyor ve ben sürümü başka yere götürüyorum. | Open Subtitles | لذا يجف الجدول أحيانا وأضطر إلى نقل القطيع بسبب ذلك |
| Bobinler beş dakika kurusun sonra klimanız çalışacaktır. | Open Subtitles | يجب أن تعطي لفائف، خمس دقائق حتى يجف |
| Hayır, o kurumuş olan şeyi beğenmedim. Bence bu... Galiba bunun içinde canlı deniz yosunu var. | Open Subtitles | ـ لا، لاتعجبنى الطريقة التى يجف بها أعتقد أنها تمتص النضارة |
| Sonra da kuruması için bekledim. Güzelce cilaladım | Open Subtitles | ثم انتظرته حتى يجف, ثم صقلته جيدا |
| Bu kuruduğunda... leke, katilin yüz şeklini alacak. | Open Subtitles | حالما يجف هذا هذه البقعة ستكون شكلا لوجه القاتل |
| kuruduğu zaman görünecek şirin ruhu için güzel postu için güzel | Open Subtitles | سيبدو رائعاً جداً بمجرد أن يجف حسناً، إنه شئ جيد للروح وهو جيد ايضاً للإختباء |
| Çimento kuruyunca kimliği belirsiz kurbanımızın kısmî bir kalıbını saklamış oldu. | Open Subtitles | عندما يجف الاسمنت، فهو يحتفظ بقالب لضحيتنا المجهولة |
| Kadın o eve yeni taşındı. Daha boyası kurumamış, telefonu da yok. | Open Subtitles | انه واحد من المنازل الجديدة الطلاء لم يجف , وبدون هواتف حتى الآن |
| Kız kardeşim. yaşamaya başlamazsa, vücudu kuruyup gidecek. | Open Subtitles | اختى.. اذا لم تبدا بالعيش سوف يجف جسمها |