| - Hiç kaçırmaz. orada oturup beyaz İsa'ya dua edip duruyor. | Open Subtitles | بكل إيمان , يجلس هناك ويصلي إلى السيد الأبيض |
| Baban orada oturup sadece onları seyrediyor. Artık buraya gelmiyor. | Open Subtitles | والدك فقط يجلس هناك يطلق نظره إليها إنه لا يأتي هنا أبدا |
| Bu şarkıyı, orada oturan sevimli bayan için söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أهدي هذه الأغنية إلى سيدة جميلة يجلس هناك. |
| Ama cevaplar, şurada oturan adamda. | Open Subtitles | لكن، الرجل الذي يملك الأجوبة يجلس هناك الآن |
| Yani, kulübü sahibi, o siyah gömlek orada oturuyor. | Open Subtitles | اذاً , مالك النادى , انة يجلس هناك بالقميص الاسود |
| 50 yıl sonra orada duruyor. Durdurulmuş animasyon gibi. | TED | ها هو ذا، بعد 50 عام، يجلس هناك. في نوع من الجمود الحركي |
| Kuşlar ve arılar üzerine gevezelikle başladım. orada oturmuş bana bakıyordu. | Open Subtitles | بدأت فقط أُثرثر عن حقائق الجنس، وكان يجلس هناك فقط، ونظرته إلي كأنها... |
| Orada oturmaya alışkın. | Open Subtitles | إعتاد أن يجلس هناك |
| Neyse, giyinip süslendim merdivenlerden indim ve babamı orada otururken gördüm. | Open Subtitles | لذا، رغم كل هذا أرتدي ملابسي و أنزل السلالم و أرى والدي يجلس هناك ممسكاً بزهرة صفراء |
| Eski bir arkadaşınmış. Şurada oturuyordu. | Open Subtitles | صديق قديم، انه يجلس هناك |
| Sürekli orada oturup Gameboy'u ile oynar ve yamyamları hayal eder. | Open Subtitles | يجلس هناك يوما بعد يوم ويلعب بجيم بوي ويستغرق في أحلام اليقضة عن آكلي لحوم البشر |
| Çöpü çıkardığım tüm zamanlarda orada oturup beni izliyor. | Open Subtitles | طوال الوقت كُنت اخرج القمامة كان يجلس هناك هكذا يحدق بي |
| Ya annemin katilinin yakalandıktan sonra orada oturup onu 10 sene sonra sokaklara salacak anlaşmayı izleme fikri midemi bulandırıyorsa? | Open Subtitles | ماذا لو أنّ فكرة القبض على قاتل أمّي ورؤيته يجلس هناك ويعقد إتفاقاً الذي سيخرجه إلى الشارع بعد 10 أعوام يجعلني أصاب بالغثيان؟ |
| orada oturan roketatarlı biri de onları öldürüyor. | Open Subtitles | وشخص ما لديه قاذفة قنابل محموله يجلس هناك يرسلهم لملاقاة خالقهم |
| Eskiden orada oturan adam büyük karikatüristti. Bob Bastian. | Open Subtitles | الذي كان يجلس هناك كان رسام كارتون عظيم بوب باستيان |
| Tamam, Anonim şurada oturan çocuğu görüyor musun? | Open Subtitles | حسناً مجهول هل ترين الرجل الذي يجلس هناك |
| şurada oturan kişi silahlı bir İrlandalı! | Open Subtitles | الحلقة القادمة هناك فينين يجلس هناك ببندقية دموية |
| Onun nesi var? Donmuş gibi orada oturuyor. | Open Subtitles | إنه فقط يجلس هناك كالحجر الأصم |
| Biz geldiğimizden beri orada oturuyor. | Open Subtitles | - .إنّه يجلس هناك منذُ وصولنا أرأيته يتحرّك مُطلقًا؟ |
| Uyumluluk memuru bütün gün orada oturur ve aslında sizin marj sınırlarını ihlal etmediğinizden ayrıca yasalara "uygun" davrandığınızdan emin oluyormuş gibi yapar. | Open Subtitles | كوسيط عادي؟ مسؤول مراقبة الإلتزام باللوائح. مسؤول مراقبة الإلتزام باللوائح يجلس هناك طوال اليوم; |
| Bütün gün orada otururdu. | Open Subtitles | كان يجلس هناك طوال اليوم |
| Şurada oturuyor ve kazık yiyor. | Open Subtitles | انه يجلس هناك. -وهو يتعرض للظلم! -اعترض! |