| Aslında, intihara kalkışıp hayatta kalan bir kimse, sonradan mahkemeye bile çıkarılamaz. | Open Subtitles | الحقيقة أن ما أن أحد ينجو من محاولة الانتحار يحاكم بعدها |
| Sanığın mahkemeye gitme hakkı var. Devletin yok. | Open Subtitles | المشتبه لديه الحق بأن يحاكم والولاية ليس لديها |
| Bir ailenin oğlu diğer ailenin kızını öldürmek suçundan yargılanıyor. | Open Subtitles | حينما تدرك بأن إبن تلك العائلة يحاكم بسبب قتله لإبنة العائلة الأخرى. |
| Gece gündüz, tanrılara sövdüğü için... yargılanan Nasıralı peygamberinden başka hiçbir şey düşünmüyor. | Open Subtitles | الا فى هذا النبى الناصرى الذى يحاكم بتهمة الكفر الان |
| Çok akıllıca komiser. Yine de yetişkin olarak yargılanacak. | Open Subtitles | ذكي جداً ملازم , لكن مع ذلك سوف يحاكم كبالغ |
| Bu mahkemede cinayetten yargılanması gereken odur. | Open Subtitles | انس هذا، إن كان يجب أن يكون من يحاكم للقتل، فيجب أن تكون هي |
| Ama bunun için yargılanmıyor. | Open Subtitles | لكنة لا يحاكم هنا لهذا السبب |
| Tekrar yargılanmasını isteyemezsin. | Open Subtitles | ولايهم هذا الهرّاء تعتقد بأنّك لديك عليه. لا يمكن أن يحاكم مجدداً على أيّ حال. |
| Kimse Kaptan'ın emirlerini dinlediği için askeri mahkemeye çıkmamıştır. | Open Subtitles | لم يحاكم أحد لمتابعة اوامر القائدَ |
| - Bu senin son şansın. - Muhtemelen bundan dolayı askeri mahkemeye çıkacak. | Open Subtitles | إنها فرصتك الأخيرة؛ إحتمال كبير أن يحاكم عسكريا جراء ذلك! |
| Tabii ölüm cezasıyla yargılanmak üzere mahkemeye gelmek isterse! | Open Subtitles | ما لم يحاكم لارتكابه جريمة كبرى |
| Harika. O zaman Preston Giles'ın yerine ben yargılanıyor olurdum. | Open Subtitles | -عظيم ,كنت انا الذى يحاكم الآن وليس جايلز |
| Silah kaçırma suçuyla yargılanıyor... muhtemelen senin için. | Open Subtitles | ،هو يحاكم بتهمة تهريب الأسلحة لا شك لك |
| Yetişkin olarak yargılanıyor. | Open Subtitles | حيث سوف يحاكم كبالغ. |
| Çünkü burada bu gün yargılanan Jim Williams olmasına rağmen şartlara baktığımda kendimi onun yerinde düşünüyorum ama Tanrının sayesinde, siz bulunmuyorsunuz ne de ben. | Open Subtitles | لأنة بالرغم من أنة جيم ويليامز يحاكم اليوم عندما انظر للظروف |
| Bugün, son 2 senede 3. kez yargılanan ünlü Baba Joe Yakavetta'nın mahkemesi var. | Open Subtitles | يحاكم اليوم للمرة الثالثة في سنتين زعيم المافيا الغير مشهر ياكافيتا |
| Efendim,Yüzbaşı Karan Veer Dogra casusluk suçlamasıyla Çinli bir mahkeme tarafından yargılanacak. | Open Subtitles | الكابتن كاران فير دوغرا سوف يحاكم في ... محكمة صينية بتهم التجسس |
| Bugün burada mahkemede olan Albay Terry Childers | Open Subtitles | الذى يحاكم هنا اليوم يوم من الحزن |
| Başpiskopos yargılanmıyor. | Open Subtitles | السقفية ليست من يحاكم |
| Onun Uluslararası mahkemede yargılanmasını istiyorum ben. | Open Subtitles | أريد أن أراه يحاكم في المحاكمة الدوليّة |
| VİYANA'DAKİ OPEC SALDIRISI YÜZÜNDEN HİÇ BİR ZAMAN YARGILANMADI. | Open Subtitles | "{\fad(500,500)}{\pos(190,190)}" لم يحاكم من أجل مداهمته أوبك في فيينا |
| Aynı suçtan bir daha yargılanamaz. | Open Subtitles | فلن يحاكم على نفس الجريمة |
| yargılanmalı ve insanlığa karşı işlediği suçlardan mahkum olmalı. | Open Subtitles | علي أن يحاكم و تتم إدانته بإرتكاب جرائم ضد |