| İkimiz de kazanamadık. Birbirlerini eşit ölçüde seviyorlar. | Open Subtitles | لم يربح أحد منا يحبان بعضهما الآخر على حد سواء |
| Kızın adı Cressida, oğlanınki Troilus. Birbirlerini çok seviyorlar. | Open Subtitles | اسم الفتاة كريسيدا والفتي ترولس إنهما يحبان بعضهما جدا |
| Birbirini seven iki insan birdenbire tamamen farklı bir şeye dönüşecek. | Open Subtitles | شخصان يحبان بعضهما .سيحولانأنفسهماإلى شئمختلف. |
| Bu sadece çok aşırı. Eğer aşık olsalardı, neden sadece sana söylemediler? | Open Subtitles | هذا لا يعقل، إن كانا يحبان بعضهما لمَ لم يخبراك بهذا فحسب؟ |
| İki insan birbirini seviyor ancak bir türlü anlaşamıyorlarsa, | Open Subtitles | إن كان هناك شخصان يحبان بعضهما البعض ولكنهم فقط لايستطيعوا أن يجتمعوا سوية |
| Birbirlerinden çok hoşlanıyorlar. Beraber olmaları gerek. | Open Subtitles | إنهما يحبان بعضهما، لا ينبغي أن يفترقا، أليس كذلك؟ |
| Kızlarını seviyorlar. Gitmesini istemiyorlar. | Open Subtitles | انهما يحبان ابنتهما لا يريدان أن يتركاها |
| Cinsel organlar üzerindeki cazibeli lateks hissini mi seviyorlar? | Open Subtitles | أتظنهما يحبان ملمس المطاط المثير بأعضائهما التناسلية؟ |
| Kristi biraz utangaçtır da. Bu sevimli.İki kardeş birbirlerini çok seviyorlar. | Open Subtitles | إنها خجلة قليلاً هذا جيد، إنهما يحبان بعضاً |
| Aslında bizim çocukla sizin kız birbirlerini çok seviyorlar. | Open Subtitles | في الواقع الشاب والفتاة يحبان بعضهما كثيراً |
| Bizimkiler birbirlerini çok seviyorlar ve ortaya çok komik şeyler çıkabiliyor. | Open Subtitles | والدايّ يحبان احدهما الآخر وأعتقد انه أمر جذل |
| Birbirini seven yetişkinler ve başka yetişkinlerin birbirini sevmesini izlemeyi sevenler için. | Open Subtitles | . . من أجل البالغين الذان يحبان بعضهما و و يحبان مشاهدة بالغين آخرين الذين يحبون بعضهم |
| Bugün harika bir gün çünkü birbirini gerçekten seven iki kişi bu sevgiyi diğerleriyle paylaşmak için yan yana gelmişse o gün güzel bir gün olur. | Open Subtitles | يوم جميل لأنه متى يأتي شخصان معاً شخصان يحبان بعضهما حقاً و يريدا مشاركة الآخرين في ذلك يجعلونه يوم جميل |
| Çocuklarını gerçekten seven aileler bir takım fedakârlıklar yapıp, onları evde okuturlar. | Open Subtitles | الوالدان اللذان يحبان أبنائهم بصدق يضحون من اجل تدريسهم في المنزل |
| Aslında, Jai ve Aditi aşık değillerdi. aşık değiller miydi? | Open Subtitles | نعم المسألة هي ان جاي واديتي لم يكونا يحبان بعضهما |
| Truva Savaşı'nın sebebi, iki erkeğin aynı kadına aşık olmasıdır. | Open Subtitles | نشبت معركة طروادة، لأن رجلين كانا يحبان المرأة عينها |
| -Bazı çiftler konuşmayı çok seviyor. | Open Subtitles | يوجد شخصان يبدو انهما يحبان الحديث كثيراً |
| Um, ikisi de yeşil rengini seviyor Crag'in gözleri ve para gibi. | Open Subtitles | كلاهما يحبان اللون الأخضر مثل لون عيني ـ كريغ ـ والنقود |
| DVD film izlemekten hoşlanıyorlar, her türünden. | Open Subtitles | وهم يحبان الالعاب الديفيدي تعرفين |
| Hayır, birbirlerini severlerdi. | Open Subtitles | لا, لا, لا لقد كانا يحبان بعضعهما البعض |
| Ve birbirlerini o kadar seviyorlardı ki tüm turtayı yediler. | Open Subtitles | وكانا يحبان بعضهما كثيرا أنهم تناولوا دانغ فطيرة كاملة. |
| İkisi de birbirine aşıktı, gerçekten aşık. | Open Subtitles | اثنين من الاشخاص كانا يحبان بعضهما واقعان في الحب فعلاً |
| Birbirlerini sevmiyor olabilirler. | Open Subtitles | قد لا يحبان بعضهما, لكن يملكان عددا من الاتفاقات التجارية |
| Sonra baba ve anne, ki birbirlerini çok çok severler, sarılırlar. | Open Subtitles | وبعد ذلك, الأم والأب لأنهما يحبان بعضهما كثيرًا يتعانقون |