| Çünkü bence, o da en az benim kadar Elena'yı seviyor. Onunla bencillik yapamaz, artık yapamaz. | Open Subtitles | لأنّي أظنّه يحبّها قدرما أحبُّها لم يعُد بوسعه أن يكون أنانيًّا معها |
| İşte, şunu da al. Çok seviyor. | Open Subtitles | خُذ الطفل، و خُذ هذه، إنه يحبّها جداً |
| Bana kendi sapkın tarzıyla, onu sevdiğini açıkladı. | Open Subtitles | شرح لي بطريقته الملتوية أنّه يحبّها. |
| Bana kendi sapkın tarzıyla, onu sevdiğini açıkladı. | Open Subtitles | شرح لي بطريقته الملتوية أنّه يحبّها. |
| Herkes çok sever. | Open Subtitles | و الجميع يحبّها. |
| Hayatını kurtaran kişi o. Kızdan hoşlanıyor. | Open Subtitles | فهو من أنقذ حياتكِ إنه يحبّها |
| Ona öyle bir oda verdiğine göre baban onu pek sevmiyor olmalı. | Open Subtitles | يبدو بأن أبيكِ لا يحبّها جدًا إن أعطاها غرفة مثل هذه |
| O iyi birisi ve öngörülü müşteriler ona ve ülkesiyle ilgili hikayelerine bayılıyor. | Open Subtitles | إنها فتاة لطيفة، وكما هو متوقّع يحبّها العملاء مع قصصها الحزينة من بلدها الأمّ |
| Ve çok iyi hatırlıyorum ki yetişkin bir adam hoşlandığı kızın yer aldığı Nova dizisinin kasedinin üzerine başka bir şey kaydedince, üzüntüden yıkılmıştı. | Open Subtitles | يبدو أنّني تذكرت رجلاً راشداً معيناً قد انهار تماماً منذ اسبوعين حينما قمت بالتسجيل على شريط نوفا الخاص الذي يحوي على الفتاة التي يحبّها |
| Repertuarımızı biliyor kuartet onu seviyor, samimi, yaratıcı... | Open Subtitles | الرباعي يحبّها, شخصياً وأخلاقياً. |
| ÇıIgın bir iş. Ama o seviyor | Open Subtitles | إنه مهتاج نعم، لكنّه يحبّها |
| Evet. Herkes çok seviyor bunu. | Open Subtitles | نعم، يبدوا أنّ الجميع يحبّها |
| - İnsanları öldürdüğünüz oyunu seviyor mu? Buna Suikast deniyor ve Nate buna bayılıyor. | Open Subtitles | {\pos(192,230)}إنّها تدعى "القاتل"، وهو يحبّها |
| Kendi canına kıymasına rağmen, Amanda'ya can vermeye çalışan her kimse kızı o seviyor. | Open Subtitles | الذي يقاتل من أجل (أماندا) وإعادتها للحياة رغم أنّها اختارت أن تضع حداً لها، يحبّها اتفقنا؟ |
| Brooke'un kocası hala onu seviyor ve bu yüzden yeni şartlar öne sürüyor, bu kadar. | Open Subtitles | ،زوج (بروك) مازال يحبّها لذا كانت له بعض المطالب الجديدة، هذا كلّ شيء |
| Söylememişti. Sadece onu sevdiğini söylemişti. | Open Subtitles | لم يقل قال أنّه يحبّها وحسب |
| Gerçekte kimi sevdiğini anlamasını sağla. | Open Subtitles | دعيه يُدرك من التي يحبّها |
| Sürekli, onu sevdiğini söylüyordu. | Open Subtitles | إستمرّ بإخباري أنها يحبّها. |
| Onu çok seveceksin Herkes sever onu. | Open Subtitles | الجميعُ يحبّها. |
| # Korsan dediğin bir kez sever # # Çok sever! | Open Subtitles | {\pos(190,230)\cH92FBFD\3cHFF0000}حياة القرصان يحبّها المرء - كثيرون يحبّونها - |
| Steven da hoşlanıyor ondan. | Open Subtitles | و (ستيفن) يحبّها كذلك أيجب عليك إخباري بذلك؟ |
| Belki öyledir ama Brad onu sevmiyor. | Open Subtitles | حسناً، ربّما هي كذلك. لكن (براد) لا يحبّها. |
| Çıktığın adamların hoşlandığı aptalca şeylerden hoşlanıyormuş gibi yapıyorsun. | Open Subtitles | تدّعين أنّكِ تحبّين الأشياء الغبيّة التي يحبّها مَن تواعدينهم. |
| Benim kızım onu seven ve her zaman yanında olan bir babaya sahip. Ona kendisi olmayı öğreten bir baba. | Open Subtitles | إبنتي لديها أب يحبّها وبجانبها دائماً ويشجعها أن تكون نفسها |