| Ya da bu dans pistinin 10 metre altında tuttuğu ölümcül sinir ajanından? | Open Subtitles | أو مركّب الأعصاب القاتل الذي يحتفظ به أسفل طابق الرقص هذا بـ 30 قدمًا. |
| Odasında tuttuğu farklı bir telefonla iletişime geçiyor. | Open Subtitles | يتواصل معهم بهاتف منفصل يحتفظ به بغرفته |
| Bu biz açlıktan kıvranırken kendine sakladığı yiyecek, değil mi? | Open Subtitles | كان يحتفظ به لمؤخرته فقط أثناء تضورنا جوعاً حوله ، أليس كذلك؟ |
| Larry Üniversiteye geri dönmesine karşın sakladığı parayı aldı ve tepedeki bir eve yatırdı. | Open Subtitles | أَخذَ لاري المال الذي كان يحتفظ به من أجل العَودة إلى الكليَّةِ... ووَضعَه دفعة اولىَ على الشقّة في المرتفعاتِ |
| Belki de ceza indirimi için saklıyordu. | Open Subtitles | حسنا,ربما هو يحتفظ به من أجل عمل صفقه مع الشرطه |
| Babam onu öğle yemeği için saklıyordu. | Open Subtitles | كان يحتفظ به والدي للغداء |
| Ne için saklıyor emin değilim ama. | Open Subtitles | مع أنني غير متأكد لماذا يحتفظ به. |
| tuttuğu yeri tam olarak biliyorum. | Open Subtitles | اعرف تماما اين يحتفظ به |
| Herkesin sakladığı sır ne? | Open Subtitles | ماهو هذا السِر الذي يحتفظ به الجميع ؟ ؟ |
| Fakat, Aidan'ın kendisi hakkında bizlere söylemeyip sadece kendine sakladığı birçok şey olduğunun da farkındayız. | Open Subtitles | لكن أيضاً هناك كثير لا نعرفه يحتفظ به لنفسه - لا أحد يعرف تماماً ما يجري - |
| Kutuyu sakladığı yeri bulmak bir haftamızı aldı. | Open Subtitles | لقد أخذ منى أسبوع لأكتشف أين يحتفظ به |
| Belle sadece kalbini sakladığı yerdi. | Open Subtitles | و (بِل) كانت المكان حيث يحتفظ به |
| İçerisinde ne saklıyordu? | Open Subtitles | -ما الذي يحتفظ به هناك؟ |
| Buffy'nin bir arkadaşı orada saklıyor. | Open Subtitles | صديق لـ بافى يحتفظ به هناك |
| Kötü doktor onu nerde saklıyor? | Open Subtitles | اين يحتفظ به الدكتور ؟ |