| Farklı otellerde, farklı odalarda kaldık ve Hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | لقد أقمنا بغرف مختلفة, وفنادق مختلفة ولم يحدث أي شيء |
| Birçok kez denesekte, Hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | لايهمكممرةنـــمارسفيها الجمّــاع، لم يحدث أي شيء قط |
| Ama benim bakış açıma göre Hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | ولكن من أين أنا النظر إلى الأمور، لم يحدث أي شيء. |
| Sonuçta bir şey olmadı ama takımı bırakmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | ولم يحدث أي شيء في نهاية الأمر سوى أن الطفل قد ترك الفريق |
| Bak, aramızda bir şey olmadı ve şimdi buraya geliyorum, bundan sonra da olamaz. | Open Subtitles | اسمعي, لم يحدث أي شيء بيننا والآن حيث أنني أنام هنا, لايمكن أن يحدث شيء |
| Henüz kötü birşey olmadı. | Open Subtitles | لم يحدث أي شيء سيء حتى الآن |
| - O sürerken ona bir şey olursa... - Ona hiçbir şey olmayacak. | Open Subtitles | .. ـ إذا حصل أي شيء له بينما يقود الدراجة ـ لن يحدث أي شيء له |
| Henüz ortada herhangi bir şey yok. Tamamen bir endişe, o kadar. | Open Subtitles | لم يحدث أي شيء حتى الآن إنه ليس سوى قلق فقط |
| Korkunç şeyler yaşanan bir şehre göre bugün Hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | في هذه البلدة حدثت بعض الأشياء الجميلة و الفظيعة اليوم، لم يحدث أي شيء تقريباً |
| Evet çünkü Hiçbir şey olmadı. Ve birisiyle tanışmak da istemiyorum. | Open Subtitles | لأنه لم يحدث أي شيء لا أتوق لمقابلة أي شاب |
| Ritüellerimin dışına çıktım ve kötü Hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | تركت هذه الطقوس و لم يحدث أي شيء سيء. |
| Bana bak, Hiçbir şey olmadı. Hiçbir şey olmadı. Hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | مهلاً، انظر إلي، لم يحدث أي شيء. |
| Hiçbir şey olmadı. | TED | لم يحدث أي شيء. |
| - Hayır! Hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | لا، لم يحدث أي شيء. |
| Ve bugüne kadar Hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | ولم يحدث أي شيء بتاتا |
| Ama Hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | نعم، لكن لم يحدث أي شيء |
| Henüz hiç bir şey olmadı. Evet, elimi bacağına koydum, ama... | Open Subtitles | ،لم يحدث أي شيء إلى الآن أجل أنا وضعت يدي على ساقه |
| Böyle bir şey olmadı, Maddie. | Open Subtitles | لم يحدث أي شيء بينهما يا مادي هذه المرأة كاذبة |
| Düğünlerini bozacak bir şey olmadı, bundan adım gibi eminim. | Open Subtitles | لم يحدث أي شيء لعرقلة الزفاف وهذا أمر مؤكد |
| güzel. Pek birşey olmadı. | Open Subtitles | جيد . لم يحدث أي شيء بصعوبة |
| İstemediğin hiçbir şey olmayacak. | Open Subtitles | لن يحدث أي شيء لا تريده أنْ يحدث. |
| Henüz ortada herhangi bir şey yok. Tamamen bir endişe, o kadar. | Open Subtitles | لم يحدث أي شيء حتى الآن إنه ليس سوى قلق فقط |
| Ancak hiçbir şey olmazsa, derin bir terapi için rezervasyon yaparsın. | Open Subtitles | ،ولكن عندما يحدث أي شيء ستحتجز لبعض العلاج النفسي العميق |
| Nasıl hiçbir şey olmamış gibi oturabiliyorsunuz? | Open Subtitles | كيف يمكنكم الجلوس هناك كأنه لم يحدث أي شيء ؟ |