"يحدّق" - Translation from Arabic to Turkish

    • bakıyor
        
    • bakıp
        
    • bakıyordu
        
    • bakıyormuş
        
    • bakan
        
    • gözünü
        
    • izliyor
        
    • bakarken
        
    • süzerken
        
    • baktığını
        
    Bilmeyen tek kişi vardı, o da şu an size bakıyor. Open Subtitles الشخص الوحيد الذي لم يعرف هو الذي يحدّق إليكَ بغضب الآن
    Saçmalama. Sürekli camdan dışarı bakıyor. Sürekli beni seyrederken yakalıyorum. Open Subtitles أجل، صحيح، إنّه دومًا ما يحدّق من نافذته، البارحة ضبطته وهو يُراقبني.
    Bazıları mısır yiyor, bazıları dümdüz ileri bakıyor ve mağara adamları gibi ağızlarından nefes alıyorlar. Open Subtitles بعضهم يتناول رقائق الذرة وبعضهم يحدّق إلى الأمام يتنفسون من أفواههم كإنسان الكهف
    İnsanlar okyanusa bakıp böyle sessizleştiklerinde, kederleniyorlardır. Open Subtitles عندما يحدّق الناس في المحيط و يصبحون هادئين فهم
    Attan insanlara dik dik bakıyordu, yüzündeki gerçekten heyecanlı ifadeyle. Open Subtitles لقد كان فقط يحدّق إلى أناس من اللعبة، مع تلك النظرة الشديدة على وجهه.
    - Sürekli Chrissy'ye bakıyormuş. Open Subtitles - انظر إليه, وهو يحدّق فى صورة الفتى الميت -
    Herkes bize çocuklara kötü davranan kişilermişiz gibi bakıyor. Open Subtitles الجميع يحدّق بنا كما لو كنا معتدين على الأطفال
    Herkes bakıyor çok üzgünüm. Aslında onlarla konuşmuştum ama bu... Open Subtitles آسفة لأنّ الجميع يحدّق فلقد تحدّثت إليهم بالفعل، ولكن هذا...
    Aman Tanrım, aptalca davranıp, arkasına bakıyor ve kızın geçmesini bekliyor ve böylece kıçına bakmak elinde değilmiş gibi anlaşılacak sanıyor. Open Subtitles ربـّاه، إنّه يفعل تلكَ الحركة الغبية حيث ينظرللوراء،ينتظرحتّىتمرّ الفتاه.. لذا يبدو وكأن ليس بيده حيله ألاّ يحدّق بمؤخّرتها، إنّه مُثير للشفقة.
    Mesela lisedeyken arkadaşlarım bize geldiğinde götlerine bakıyor muydu? Open Subtitles حينما كنت في المدرسة حينما يأتي أصحابي لزيارتي هل كان يحدّق بمؤخراتهم ؟
    Kapıya yöneldim ama çocuk üç metre ötemde kaldırımda durmuş bana bakıyor. Open Subtitles ذهبت إلى الباب لكنه كان واقفًا هناك في الرصيف، على بعد عشرة أقدام تقريبًا يحدّق بي..
    Bunadı artık. Bazen onu ben büyütmemişim gibi bakıyor. Open Subtitles إنّه خرف، يحدّق بي أحياناً كأنّني لم أقم بتربيته من نعومة أنامله
    Etrafta ne olursa olsun, o hep ona bakıyor. Open Subtitles ومهما كان الذي يجري حوله، كان يحدّق إليها دوماً.
    Tamam ama bize bakıyor ve ağlıyor. Open Subtitles أجل، لكن أتعلمين، إنّه يحدّق بنا الآن و هو يبكي
    Yemekten sonra bana bakıp duruyor, sanki ilaçlarımı almadığımı biliyor. Open Subtitles ثُمّ إستمرّ يحدّق في بعد الغداء كأن بإمكانه معرفة أنني كنت لا أتناول أدويتي
    Şuradaki eleman sana bakıp duruyor. Open Subtitles ذلك الشاب هناك لا ينفك يحدّق بك.
    Ama bir tanesi öylece durmuş bana bakıyordu. Open Subtitles بإستثناء فتى واحد بقي في مكانه يحدّق إليّ.
    Kahve almaya giderken koridorda bir adam vardı, bana ters ters bakıyordu. Open Subtitles كان هناك رجل في الرواق عندما خرجت لإحتساء القهوة... كان يحدّق في.
    Tamam da, herkes bize bakıyormuş gibi geliyor bana. Open Subtitles حسنٌ، أشكر كما لو أن الجميع يحدّق بنا
    Ama bunu, pencereden içeri bakan sıra dışı bir çocuktan başkası görmedi. Open Subtitles لكن لم اكن استطيع رؤيته ماعدا ولد غريب كان يحدّق في النافذة
    Belki çok çekingendir herkesin devamlı gözünü dikip bakmasını istemiyordur. Open Subtitles ولا تريد أن يحدّق الناس بها قد تكون محرجة
    Aynı yüze sahip kadınları buluyor, onları boğuyor, öldükten sonra da onları izliyor. Open Subtitles بالضبط، هو يجد نساء لهن نفس وجهه يخنقهن ثم يحدّق في وجوههن بعد موتهن
    Ve daha fazla uyumam gerektiğini söyleme. Çok uyudum ama yine de onu tam oradan... bana bakarken gördüm. Open Subtitles ولا تقل أنّي بحاجة لمزيد مِن النوم فقد نمت كثيراً ورغم ذلك رأيته هناك يحدّق بي
    Hey, dostum, sen ve Scarlett birbirinize göz süzerken kimse bana kendim olmamamı söylemedi. Open Subtitles يارجل لم يخبرني أحد أن ألتزم بشيء ما بينما انت وسكارلت أحدكما يحدّق بأعين الآخر
    Kafamı kaldırdığımda herkesin bana baktığını gördüm. Open Subtitles وأنا أنظر للأعلى، وكلّ شخص من المكتب فقط يحدّق عليّ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more