| Bu, liderlerin vasıflarından bir tanesidir: yönettiği insanların, onun hayal ettiği şeyi kavramaları konusunda şüphesinin bulunmaması. | TED | أليس كذلك ؟ إن احدى صفات القائد انه لا يملك أي شك ولا للحظة واحد بقدرة الأشخاص الذين يقودهم لكي يحقق الذي يحلم به |
| Halkımın hayal ettiği gibi bir Ataların eve dönüşü değildi bu. | Open Subtitles | لم يكن هذا هو اللقاء مع الأجداد الذى كان يحلم به قومى |
| Bu tüm kanun görevlilerinin hayalini kurduğu şey, ...işlenen bir suçu çözme şansı. | Open Subtitles | هذا ما يحلم به كل ضباط الشرطة الصالحون فرصة حل جريمة حقيقية |
| Her küçük oğlanın hayalini kurduğu düğüne sahip oldum,... | Open Subtitles | ومن ثم حصلت على حفل الزفاف الذي يحلم به كل شاب |
| Son saniyelerde kazanma şansını yakalamak bütün oyuncuların rüyasıdır. | Open Subtitles | هذا ما يحلم به اللاعبون الفرصة بالفوز في المرحلة الأخيرة |
| Ama korkarım ki, bu dünya, herkesin hayal ettiğinden, çok daha büyük. | Open Subtitles | لكني أخشى أن هذا العالم أضخم بكثير مما كان يحلم به أي أحد |
| Bir babanın yada kocanın hayal edebileceği her şeye sahiptim. | Open Subtitles | كان عندي كلّ شيء يمكن لزوج أو أب أن يحلم به أبدا |
| Söylediği, yaptığı, hayal ettiği herşeyi bana rapor edeceksin. | Open Subtitles | وتقدمين لي تقريراً كل شيء يقوله، كل شيء يفعله وكل شيء يحلم به |
| Gerçek şu, sizler pek çok sporcunun hayal ettiği bir şeye kavuştunuz. | Open Subtitles | الحقيقة هي... , انكم يا رفاق تم اعطائكم شيئا كل رياضي يحلم به... |
| hayal ettiği her şeye sahip. | Open Subtitles | لديه كل ما كان يحلم به |
| Her küçük oğlanın hayalini kurduğu düğün mü? | Open Subtitles | كانت هي الشي الوحيد المهم حفل الزفاف الذي يحلم به كل شاب؟ |
| Battle Creek, FBI ajanlarının hayalini kurduğu bir yer değil tam olarak. | Open Subtitles | أنها ليست منصباً يحلم به العملاء الفيدرالياً |
| Sence her yardımcının hayalini kurduğu ortaklığı reddettiğim duyulduğunda insanlar ne düşünecek? | Open Subtitles | الذي يحلم به كل مساعد وأقوم برفضه لا شئ سيحدث |
| Bu takım arkadaşlarımızın geceleri hayalini kurduğu şey. | TED | هذا ما يحلم به زملائي في الفريق ليلا. |
| hayalini kurduğu uğruna ter döktüğümüz her şey yok olacak. | Open Subtitles | كل ما يحلم به من... ... كل ما عملنا من أجله سيزول. |
| Son saniyelerde kazanma şansını yakalamak bütün oyuncuların rüyasıdır. | Open Subtitles | هذا ما يحلم به اللاعبون الفرصة بالفوز في المرحلة الأخيرة |
| Her erkeğin rüyasıdır, sadece birkaçının şansı olur. | Open Subtitles | كُل فتى يحلم به لكن القلة هم من يحظون بالحصول عليه |
| Seninle birlikte hayal ettiğinden bile fazlası eline geçmiş olacak. | Open Subtitles | وبك قد حصل على ما لم يكن يحلم به أبداً |
| Aptalın teki, hukuk diplomasını kasaptan almış ve davacının elinde hayal ettiğinden bile fazlası var. | Open Subtitles | "بوت" إمضغْ هنا، حَصلَ على درجتة فى القانون في مدرسةِ تدريب الكلابِ والإدّعاء لديه كل شئ قد يحلم به |
| Seçkin bir eğitim çoğu insanın sadece hayal edebileceği bir şeydir. | Open Subtitles | تعليم راقي هو كل ما يحلم به أيّ شخص |
| Bir atın hayal edebileceği herşeyin var. | Open Subtitles | كل ما يحلم به اى فرس |