| Ama öyle olmasaydı, o zaman o birini veya birşeyi koruyor demekti.. | Open Subtitles | لكن إذا لم يفعل، إذن لديه شيء أو شخص ما هو يحميه |
| Söyle ona. Onu çocukluğundan beri koruyan amcası, yine koruyacak... | Open Subtitles | و أخبره أن عمه , الذى كان يحميه عندما كان طفلا مازال يحميه |
| Orochimaru, Sasuke-kun'a üç yıl içinde transfer olmayı düşündüğü için vücuduna önem veriyor ve onu korumaya ihtiyaç duyuyor. | Open Subtitles | يجب على أوروشيمارو أن يحميه بحذر لمدة ثلاث سنوات من الآن إذا أراده الجسد التالي له |
| Arada, iyi güreşçinin aşık olduğu biri veya koruması gereken ufak bir çocuk olur. | Open Subtitles | فيما بين ذلك، يخوض المصارع الصالح علاقة غرامية، أو طفل صغير يحميه. |
| Korkmuş bir çocuk çiziyor çünkü babası, kendisini veya ailesini korumak için orada değil. | Open Subtitles | .. انه خائف قليلا . لان والده ليس هنا لكي يحميه او يحمي عائلته.. |
| Kan ölümsüzlerin ruhunu çağırır çember ise ayini yapan kişinin gücünü odaklar ve onu çağırdığı ruhlara karşı korur. | Open Subtitles | الدمّ يجذب أرواح الغير الميت، بينما الدائرة تركّز قوّة مستحضر الأرواح... بينما يحميه من إنّ الأرواح التي هو يناشد. |
| Tanrı bu evliliği kutsasın...ve korusun. | Open Subtitles | فليبارك الرب هذا الجمع الكريم و يحميه من كل مكروه |
| Tam tersine. Jekyll Hyde"ı öyle seviyor ki, onu koruyor. | Open Subtitles | جيكل أحب هايد كثيرا لأنه يحميه من العالم |
| Bu bir emir. Komiser Wagh bizzat koruyor orayı. | Open Subtitles | تبدو وكانها اوامر من الجهات العليا واقا يحميه شخصياً |
| Zannedersem o dandik yüzük bir şekilde onu koruyor. | Open Subtitles | وعليه فأظنّ أنّ هذا الخاتم يحميه بطريقة ما. |
| Kralın hayatının kendisine ait olmadığını söylemiştin ve kaçması gerektiğini hatta onu koruyan adam ölüyor olsa bile. | Open Subtitles | قلت حياة ملك ليست له وقلت بأنه يجب أن يهرب حتى إذا كان الشخص الذي يحميه على وشك ان يموت |
| Bu olaydan sonra, Herkül her zaman kendini koruyan bu aslan derisini giymiş şekilde... resmedilmeye başlanmıştır. | Open Subtitles | دائماً يُصور مرتدياً جلد الأسد الذى يحميه من الأذى |
| Eğer Kuzgun'un onu öldüreceğini düşünürse,... ..kendisini koruyacak birine ihtiyacı olacak demektir, ve o kişi ben olacağım. | Open Subtitles | اذا كان يظن ان ريفين يريد التخلص منه , سوف يكون بحاجة الى شخص يحميه وذلك الشخص سيكون انا |
| Robert McCombs'un artık koruyacak hiçbir şeyi yok. | Open Subtitles | دوكتور بروكس : روبرت ماكوبس لم يعد لديه ما يحميه |
| Onu korumaya ant içtikten sonra, Yüzük'ü Frodo'dan almaya çalışmıştı! | Open Subtitles | لقد حاول أن يأخذ الخاتم من (فرودو) بعد أن أقسم أن يحميه |
| Birinin onu koruması gerekecek. Benim için yapar mısın? | Open Subtitles | يحتاج إلى من يحميه الآن هل تفعلين ذلك لأجلي؟ |
| Meraklı gözlerden korumak için kapatıldı. | Open Subtitles | إنه محمي كي يحميه من العيون والأذن المتلصصه |
| Mahkemeye çıkarırsak, elindeki delil onu korur. | Open Subtitles | إذا أحضرناه إلى المحكمة، دليله سوف يحميه. |
| Bu yuva yıllardır terk edilmişti. Niye biri burayı korusun ki? | Open Subtitles | لقد كان القفير مهجوراً لسنين، فلمَ يحميه ذاك الشيء؟ |
| Çok iyi korunan bir hangar'da yaşıyor. | Open Subtitles | يعيش في حظيرةٍ من نوعٍ ما، مع جيشٍ يحميه |
| Böyle bir koruyucu meleği olduktan sonra çocuk gittiği yerde ceset bırakacak. | Open Subtitles | هذا الفتى سيترك خلفه سلسلة من الجثث مع شيء يحميه مثل هذا. |
| Ve sırtındaki gömlek soğuktan korumuyor. | Open Subtitles | والقميص على ظهرك لا يحميه من البرد |
| Artık oğlunu büyürken izleyebilir, onu koruyabilir. | Open Subtitles | بإستطاعته أن يرى إبنه يكبر و أن يحميه |
| Ayrıca koruduğu şey, içindeki karanlık tarafından baştan çıkarılan ama o karanlığı defetmeyi başarabilen biri tarafından, senin gibi biri tarafından kırılabilecek bir büyüyle korunuyor. | Open Subtitles | وما يحميه محروسٌ أيضاً بسحر تعويذة لا يمكن إبطالها إلّا بشخص تغريه مكنوناته المظلمة فيتجاهلها شخص مثلك تماماً |
| Hayır, hayır. O sadece kendisini koruyordu. | Open Subtitles | لا لا لقد كان يحميه |