| Ama başkalarının ismini vermek veya haklarında bilgi vermek vicdanıma aykırı bir davranış. | Open Subtitles | لكن إعطاء أسماء فإنه يخالف ضميرى أو الإبلاغ عن أشخاص آخرين |
| Yönetmeliklere aykırı diyorsan, ben de kimseyi atı getirmeye göndermem. | Open Subtitles | لن أبعث أحداً لجلب الحصان.. لأن ذلك يخالف التعليمات |
| Asla uyuşturucu taşımam. Bu, inancıma aykırı. | Open Subtitles | أنا لا أتعامل بالمخدرات أبداً هذا الشيء يخالف معتقدي الديني |
| Ama kuralları çiğniyor ve Salino bundan hoşlanmaz. | Open Subtitles | أنه يخالف القواعد وبذلك سيغضب سالينو , الآن اجلب الدفاتر |
| 30 yıldır kuralları çiğneyen biriyle yaşıyorum. | Open Subtitles | -أنا أعيش مع شخص ظل يخالف القوانين لمدة 30 عاما |
| - Neyim mi var? aykırı görüsün insanın canını sıkması. | Open Subtitles | مشكلتي هي أنني أكتئب عندما يخالف أحدهم رأيي |
| O bıyıklardan kurtul, onlar kurallara aykırı. | Open Subtitles | عليك أن تتخلص من هذا الشارب إنه يخالف اللوائح. |
| Fakat sana hatırlatmam gerekir ki bu, Büro'nun erkek ve kadın ajanların görevdeyken aynı otel odasında bulunmamaları politikasına aykırı. | Open Subtitles | مع ذلك, يجب أن أذكرك, هذا يخالف سياسة البيورو.. لعميلان ذكر وأنثى متصلان بنفس غرفة الفندق أثناء مهمة. |
| Tabi ki bu bazı önemli FAA kurallarına aykırı. | Open Subtitles | هذا بالتأكيد يخالف قوانين إدارة الطيران الفيدرالي |
| Haydi, bir grup labaratuar teknisyeninin bilgi değişimi kanunlara aykırı değildir. | Open Subtitles | بالله عليك، هذا لا يخالف القانون لمجموعة من العاملين في المختبر لتبادل المعلومات |
| Hanımefendi yaptığınız eylem gösteri ve yürüyüş yasasına aykırı eğer dağılmazsanız ekip hemen müdahale etmek zorunda kalacak. | Open Subtitles | ما تفعلونه يخالف النظام و إن لم تتفرّقوا، سوف نتدخل |
| Yanına kız almak kurallara aykırı sanırdım. | Open Subtitles | أعتقدت أنّ ذلك يخالف القوانين أن تجعل صديقتك تقود بمفردها |
| Maalesef, şirket politikasına aykırı. Bir dahaki sefere, anne-babanızı da yanınızda getirin. | Open Subtitles | هذا يخالف سياسة الشركة في المرة القادمة إذا أردتم التسوق من أجل سيارة, أحضروا أحد والديكم |
| Son birkaç haftada bazı garip bokluklar gördüm ama bu doğa kanunlarına epey aykırı. | Open Subtitles | لقد شاهدت الكثير من الأمور الغربية في الأسابيع الفائتة لكن هذا.. يخالف كل قوانين الطبيعة |
| Ayrıca, sadece 200 yıllık saçma bir yasayı çiğniyor. | Open Subtitles | كما أنه يخالف قانوناً سخيفاً عمره مائتي سنة وحسب. |
| Teğmen o yasaları çiğniyor biliyorum ama burada karşı karşıya olduğumuz şeyin yasalarla bir ilgisi yok. | Open Subtitles | حضرة الملازم، أعلم أنّه يخالف القانون. لكن ما نواجهه لا شأن له بالقانون، بل بالنجاة. |
| "Ve bu kanunu çiğneyen kişi, mancınıkla fırlatılarak cezalandırılacaktır." | Open Subtitles | "وأي من يخالف هذا القانون، "يعاقب بواسطة المنجنيق." |
| Burada durup ve bir şey yapmamak benim yaradılışıma ters. | Open Subtitles | -ان هذا يخالف كل ما اؤمن به ان اقف للمشاهده بدون فعل اي شيء. |
| Nasıl bir oyuncu kendi kurallarına uymaz? | Open Subtitles | أيّ رجل ألعاب عساه يخالف القوانين التي أرساها؟ |
| Danışman, bu Cenevre Antlaşması'nın kaç maddesini ihlal ediyor. | Open Subtitles | أيها المستشار، هل هذا يخالف لأتفاقية جنيف؟ |
| Ama sanık, kendi hayatını korumak için kanunu çiğnedi. | Open Subtitles | ...لأن المتهم ...كان يجب أن يخالف القانون ! لحماية نفسه |
| Sana bir şey sormak istiyorum ama sorarsam yeni kuralları çiğnemiş olmaktan çekiniyorum. | Open Subtitles | أردت سؤالك عن شيء، لكن هناك كل تلك القوانين الجديدة، وسؤالي قد يخالف أحدها. |
| Çünkü sadece kırmızı gözlü sivrisinek elde etmek biyolojinin değişmez esaslarından olan Mendel Yasalarına aykırıdır. | TED | ذلك لأن الحصول فقط على بعوض أحمر العينين يخالف القاعدة التي تمثّل حجر الأساس لعلم الأحياء، علم الوراثة المندلية. |
| İş yapış şekli hoşuma gitmese de kanunları çiğnemiyor. | Open Subtitles | لكن وحين أنني لا أحب الطريقة التي يعمل بها لكنه لم يخالف أي قوانين |