| Pekâlâ, zanlı kurbanları rast gele seçiyor, onları uyuşturuyor ve kanlarını boşaltıyor. | Open Subtitles | حسنا اذن لدينا جانٍ يختار ضحاياه عشوائيا يخدرهم,و من ثم يأخذ دمائهم |
| Belki ortak nokta yaştır. Kurbanlarını kolay hedef olduklarından seçiyor olabilir. | Open Subtitles | ربما العمر هو الصلة يمكن أنه يختار ضحاياه لأنهن أهداف أسهل |
| * Kim bitli kafalı ters bir cesedi seçer ki? | Open Subtitles | من يمكنه أن يختار جثة مشقلبة مع قمل في شعره |
| Ben ondan Todd'la benim aramda seçim yapmasını istesem sevecek miydi bakalım. | Open Subtitles | كان يجب أن اجعله يختار بيني وبين تود لنري كم هو سيحبها |
| Algılayabiliyor; ama bunu yapmamayı tercih ediyor. Arada fark var. | Open Subtitles | إنهُ يستطيع ، وهوَ يختار الا يفعل ذلك هناكَ فرق |
| Hangi eklemi oynatacağını şuradaki çene düğmeleriyle seçiyor. | TED | وهو يختار أي المفصلين يريد أن يستخدم بواسطة تلك الأزرار في الذقن. |
| Kanzi, yeterince keskin olduğunu düşündüğü bir parçayı seçiyor. | TED | كانزي يختار الرقاقة التي يظن أنها حادة كفاية. |
| Burada insanlar kendi polislerini seçiyor. Bayanlar komitesi sizi bulacak bayan. | Open Subtitles | لا ، يختار الناس هنا الحراس ستتصل بكِ لجنة السيدات يا سيدتى |
| Konuşmak için yanlış zamanı seçer ve yanlış şeyler söyler. | Open Subtitles | عادة,يختار الوقت الغير مناسب للكلام, ويقول الأشياء الغير مناسبة |
| Tanrı her bireye kusursuz bütünlük için... şans vereceği zamanı kendisi seçer. | Open Subtitles | الربّ يختار لحظته ليعرض القُرب منه .. مع كُلّ روح فرديّة. |
| Fakat nasıl bir insan bizimkilerin arasında normal olmayı seçer ki? | Open Subtitles | ولكن أى نوع من غريبى الأطوار هذا الذى يختار أن يكون واحداً منا؟ |
| Katılımcılar bir seçim yapıyorlar ama ben onlara tam tersini veriyorum. | TED | يختار المشاركون اختيارًا، ولكنني أعطيهم الاختيار الآخر في النهاية. |
| Bu imkânsız bir seçim ve neredeyse her ay yedi milyon insan ilaç ve enerji arasında seçim yapıyor. | TED | إنه خيار مستحيل، وفي كل شهر تقريبًا، يختار سبعة ملايين شخص بين الطاقة والدواء. |
| İnsanların çalışmayı tercih ettiği yerler, bir dizi diğer kötü seçimler var. | Open Subtitles | وهناك أماكن حيث يختار الناس للعمل، بالتأكيد عدد من الخيارات السيئة الأخرى. |
| Savaşacağı yeri zekice seçen komutan daha savaş başlamadan kazanır. | Open Subtitles | اللواء الذي يختار ميدان المعركة بحكمة يفوز قبل بدء القتال. |
| Bir kere kırlangıç yuvasını seçti mi, onu rahatsız etmek yasa dışı. | Open Subtitles | مجرد أن يختار السنونو مكان العش .. يصبح طرده منه غير قانوني |
| Hepimizi izleyecek. Solo dans etmesi için bir kız seçecek. | Open Subtitles | كان جالساً يراقبنا جميعاً، لكي يختار فتاة واحدة فحسب للرقص المنفرد. |
| Atış poligonu gibi. Niye böyle apaçık pencereli bir yer seçsin? | Open Subtitles | إنه معرض إطلاق نار لماذ يختار أن يضعهم على نوافذ جيدة؟ |
| Tanık kendisine gösterilen 6 kişiden birini seçmesi gerektiğini varsayabilir, değil mi? | Open Subtitles | بالضبط فإن شاهد العيان كان عليه أن يختار أحد هؤلاء الستة أشخاص |
| Evet dünyada kötülük var çünkü Tanrı insana özgür irade vermiştir ve kötülük yapmayı da seçebilir, bu gayet basit. | Open Subtitles | الجواب هو الارادة الحرة نعم، هناك شر في العالم لان الرب اعطى البشر الارادة الحرة وبعض البشر يختار عمل الشر |
| Geçen bunca zaman sonra nihayet şimdi mi konuşmamaya karar vermiş. | Open Subtitles | لجميع المرات ليتوقف عن الكلام وأخيرا , وهو يختار هذا الوقت |
| ♪ Yenilen; çirkin, kısa ve tembel... bir koca seçmek zorunda kalacak. ♪ | Open Subtitles | الخاسر يجب أن يختار زوج كسلان قبيح وقصير. |
| Tek bir elektron sağa ya da sola gitmeyi seçmez, aynı anda hem sağdakinden hem soldakinden geçer. | TED | فالإلكترون الواحد لا يختار أن يتحرك إلى اليمين أو اليسار، بل يتحرك إلى اليمين واليسار معًا. |
| Sanırım bu yüzden çalışma odasını evin bu tarafında seçmiş olmalı. | Open Subtitles | أظن أنه قرر أن يختار مكتبه بهذا الجانب من المنزل |
| Sadece sisteminizin neyi seçtiğini değil, nereden bakmaya başlayacağınızı bile bilmiyorsunuz. | TED | ليس فقط أنك لا تعلم ما يختار نظامك، أنت لا تعلم أيضاً أين يجب أن تبدأ النظر. |