| Vuruyorlar, ortadan kayboluyor, sonra yeniden toplanmaya başlıyorlar. | Open Subtitles | انهم يهاجمون ,يختفون ثم يتكتلوا مره اخري |
| Burada her zaman birileri kayboluyor, kızım. | Open Subtitles | الناس يختفون في هذا المكان كثيرا, يا فتاه |
| İz yok, ceset yok -- tamamen ortadan kayboluyorlar ve bir daha hiç görülmüyorlar. | Open Subtitles | بدون أثر , بدون جثث , فقط يختفون و لا أحد يراهم بعد ذلك |
| Bazen o başkaları sana tanıdık gelmeye başlar ve tanıdıkların kaybolur. | Open Subtitles | وأحياناً يعودون ليصبحوا نفس الشخص ونفس الأشخاص يختفون |
| Ama yetişkinler korkuyor. Çünkü çocuklar kaybolmaya devam ediyor. | Open Subtitles | لكن الكبار يخافونهم، فالأطفال دائما يختفون. |
| Yargıcı bulmamız lazım. Oraya gitmeliyiz fabrikaya. Orada saklanıyorlar değil mi? | Open Subtitles | يجب أن نجده , يجب أن نذهب إلى ذلك المكان , هذا المصنع , ذلك حيث يختفون |
| Çok enteresan. Ailem ortadan kayboldu. | Open Subtitles | إنه شيء غريب جماعتي يختفون بدون سابق انذار |
| Eninde sonunda bu gerçek çocukları etkiler ve sonsuza dek kaybolurlar. | Open Subtitles | لذا في النهاية الواقع سيلحق بالأطفال ومن ثم يختفون إلى الأبد |
| Pedal çeviremeyecek durumda olanlar, hızlarını kaybettiler, geride kaldılar, ve hiçlikte kayboldular. | Open Subtitles | أولئك الذين لا يستطيعون تحريك الدواسات يفقدون سرعتهم، يتخلّفون، يختفون فى العدم. |
| Ama büyükler korkuyor. Çünkü çocuklar sürekli ortadan kayboluyor. | Open Subtitles | لكن الكبار يخافونهم، فالأطفال دائما يختفون. |
| İnsanlar sürekli kayboluyor. Onlar çözerler. | Open Subtitles | الناس يختفون طول الوقت ومعظمهم لايكتشفون |
| Ayrıca, ortadan kayboluyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحدقون في الفضاء بالاضافة إلي أنهم يختفون |
| Rejime karşı konuşan insanlar ortadan kayboluyorlar. | Open Subtitles | عن نفس الشئ إنه حديث الناس بأن المعارضين للنظام يختفون لا، إن كنت ستتهم الرئيس بشئ فقله صراحةً، حسناً؟ |
| Bütün kaybolanlar bir nedenden dolayı kaybolur. | Open Subtitles | هل تتذكرين ماقلتيه لي ؟ كيف أن الناس يختفون لأسباب عديدة ؟ |
| kaybolan tek şey hafızalarımız değil. Uyandığımızdan beri insanlar da teker teker kaybolmaya başladı. | Open Subtitles | ليست ذكرياتنا فقط ما نفقده فمنذ عودتنا والناس يختفون |
| Tünellerinde fareler gibi saklanıyorlar. Bombardımana devam edin. | Open Subtitles | أنهم يختفون في تلك الأنفاق مثل الجرذان واصل القصف العشوائي |
| ...kayboldu diye bizim de onlarla aynı şeyi yaşamamız gerekmez. | Open Subtitles | حسنٌ، فهم يختفون. هذا لا يعني أن تنتهي لنفس المصير أنت أيضًا. |
| Bu halüsinasyonların çok tipik bir özelliğidir Bir anda belirirler ve bir anda kaybolurlar. | TED | و متوقع من تلك التهيؤات أن يأتون في ومضه و يختفون في ومضه |
| Aniden ortadan kayboldular ve dünya bundan söz etmedi bile! | Open Subtitles | يختفون فجأة ولم يتحرك العالم |
| Görülmemiş büyüklükte fırtınalar, su altında kalan şehirler, yerle bir eden büyük yangınlar, dalgalarda kaybolup giden binlerce göçmen. | TED | فهناك العواصف الشديدة، وغرق المدن، وحرائق ضخمة تهدد بالتهامهم، والآلاف من المهاجرين يختفون تحت الأمواج. |
| 4 Amerikalı bir tatilde öylece kaybolmaz. | Open Subtitles | أربعة من أمريكيين في أجازة لا يختفون ببساطة هكذا |
| Şu anda bizim üstümüzdeler. Eğer hızlı hareket etmezsek, ortadan yok olurlar. | Open Subtitles | لازال بإمكاننا عميل باريت إذا لم نتحرك بسرعه سوف يختفون |
| - Yani insanlar öylece ortadan kaybolmazlar di mi? | Open Subtitles | أعني، بان الناس لا يختفون فحسب، أليس كذلك؟ |
| Telsizden bürodakilerin öldürüldüğü ve ortadan kaybolduğunu söylüyorlardı. | Open Subtitles | المحادثات الراديوية كانت تنتشر هنا وهناك عن الأشخاص في المكتب, بعضهم يقـُـتلون والبعض الأخر يختفون ببساطة |
| Ve kaybolan insanlardan konuşuluyordu. Varlıklarının kayboluşundan. | Open Subtitles | ولكنهم كانوا يتحدثون عن اختفاء الأشخاص وكأن اعدائهم هم من يختفون |
| Başkası olsa şu saate kadar ya sırra kalem basar ya özür dilerdi. | Open Subtitles | في هذا الوضع، الناس عادةً يختفون أو يعتذرون. |