| hiçbir farkları yok. | Open Subtitles | ولا يختلفون عنكِ أو عن أي من الفتيات الأخريات القابعات في الجُـحـر الحقير |
| (Benim için, ...yönetici, bölüm sorumlusu menajer, idareciden farkları yok onların, ...bu terimlerin hepsi benim için aynı. | Open Subtitles | ... حسنابالنسبةلي انهم لا يختلفون عن المدراء التنفيذيين أو رؤساء الاقسام كلها أسماء تعريفية لنفس المعنى |
| Hayranlar izleyicilerden veya hedef kitleden farklıdır. çünkü hayranlar geri dönmek ister. | TED | والمعجبون يختلفون عن مجرد مشاهدين أو جمهور لأن المعجبين يرغبون بالعودة . |
| İnsan tacirleri organ tacirlerinden farklıdır. | Open Subtitles | تجار البشر يختلفون عن تجار الأعضاء البشرية هذه تجارة مجهولة |
| Hâlâ kamuoyuna, 4400'lerin hiç birinin, biyolojik olarak bizden bir farkı olmadığını söylüyoruz. | Open Subtitles | نحن , نستمر في إخبار الناس أن الـ 4400 بيولوجيا لا يختلفون عنا |
| Benimle aynı fikirde olmayan en zeki insanları bularak bakış açılarını anlamak istedim veya onların benim bakış açımı zorlamalarını istedim. | TED | أردت أن أجد أكثرالناس ذكاء ممن قد يختلفون معي في محاولة لفهم وجهة نظرهم أو جعلهم يفندون وجهة نظري. |
| Onlar, erkeklerin ilgisini çekmek için kafalarını toslayan dağ koçlarından farklı değiller. | Open Subtitles | حسنا، إنهم لا يختلفون عن كباش الجبل فالتناطح بالرؤوس لغرض جذب رفيقة |
| Dikkatli dinleyin. Bu F-18'ler bildiğiniz jetlere benzemezler. | Open Subtitles | انتبهوا هؤلاء ال أف 18 يختلفون كثيرا عما استعملتوه من قبل |
| Evet, artık iblislerden bir farkları kalmadı. | Open Subtitles | نعم ، هم لا يختلفون عن الشياطين الآن |
| Aslında bizden hiçbir farkları yok. | Open Subtitles | فى الحقيقة أنهم لا يختلفون عنا |
| Bildiğin insanlar. Senden, benden bir farkları yok. | Open Subtitles | إنهم هكذا, أشخاص لا يختلفون عنا |
| Abimi öldüren büyücüden bir farkları yok... | Open Subtitles | لا يختلفون عن السحرة ... الذين قتلوا أخي |
| Şu polisten farkları ne yani? | Open Subtitles | أعني، كيف يختلفون عن ذلك الشرطي؟ |
| Sanatçıların yaşamları sıradan insanlarınkinden farklıdır. | Open Subtitles | الفنانين يختلفون عنا نحن البشر العاديين |
| Ergenlerin kimyaları ve fizyolojileri farklıdır diyen sendin. | Open Subtitles | قلت المراهقين يختلفون... من البالغين كيمياويا وبشكل فسلجي. |
| İnsanların içi ve dışı farklıdır. | Open Subtitles | الناس يختلفون من الداخل والخارج |
| Bunu samanla anlayacaksın, insanların karıncalardan bir farkı yok | Open Subtitles | ستفهم في الوقت المناسب، البشر لا يختلفون عن النمل |
| İnsanların hayvanlardan bir farkı yoktur. | TED | فالبشر لا يختلفون عن الحيوانات. |
| Onların sizden farkı yok. | Open Subtitles | إنهم لا يختلفون عنك البتة |
| Gerçek liderlik sizinle aynı fikirde olmayanlardan kaçmak değil onları kucaklamaktır. | Open Subtitles | القيادة الحقيقة هي عدم التهرب ممن يختلفون معكم في الرأي بل إحتوائهم |
| Hiç alışılagelmiş değiller. | Open Subtitles | الذين لا يخافون الإرتباط فهم يختلفون عن بقية الرجال |
| Yorgun birine hiç benzemezler... | Open Subtitles | هم يختلفون كلياَ عن الناس المرهقين |
| İçişlerinin sana katılmayacak bazı üyeleri var. | Open Subtitles | حسنا، هناك بعض أعضاء الشؤون الداخلية الذين يختلفون معك. |
| Sizin gibi olmayan insanları anlamak gittikçe daha zor hale geliyor. | TED | فيصبح أصعب أكثر فأكثر أن تفهم الناس الذين يختلفون عنك. |