| boğuluyor. Ondan her ne emdiyse boğuluyor. | Open Subtitles | إنه يختنق أياً كان ما إمتصه منها فهو يختنق. |
| Ortada ne bilinen bir sebep ne de bir tedavi var. Yavaş yavaş boğuluyor. | Open Subtitles | لا يوجد سبب معلوم أو علاج إنه يختنق ببطء |
| Kendisi çok sıcak, çok soğuk, boğuluyor, kanıyor, göremiyor ve kimse neden olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | شعر بالحرارة الشديدة وبالبرودة الشديدة يختنق وينزف ولا يستطيع الرؤية ولا أحد يعرف السبب |
| Şu anda bir tanesi öyle bir gülüyor ki, boğulabilir. | Open Subtitles | وفي الحقيقة، أحدهما في هذه اللحظة يضحك من قلبه, حتى أنه يكاد يختنق من الانفعال. |
| Ondan sonra elektriği kesmek için 30 dakikamız var, yoksa boğulur. | Open Subtitles | من هذه النقطه لدينا 30 دقيقه لنفصل الكهرباء قبل ان يختنق ين |
| - HaIa boğuluyor! | Open Subtitles | يا إلهي، إنه لا يزال يختنق تعرفين، حان وقت التوقف. |
| Bir öğrenci golf topuyla boğuluyor ne yaparsın? | Open Subtitles | طالب يختنق بسبب كرة جولف بلاستيكيه ماذا تفعل ؟ |
| Bu çok belli.Aaron çok baskı altında boğuluyor. | Open Subtitles | إنه لأمر واضح إنه يختنق من جراء الضغط الشديد |
| Akciğerine giden damarlarda daralma var. Adam içten boğuluyor. | Open Subtitles | هذا يعني، أن الأوعية المتصلة برئتيه منقبضة جوهريا هو يختنق من الداخل |
| Hayvan Hastahanesi şehrin sonunda. boğuluyor. | Open Subtitles | مشفى الحيوان عبر المدينة إنه يختنق |
| Bebeğim birşey yuttu! boğuluyor! Lütfen yardım edin! | Open Subtitles | طفلي ابتلع شيئاَ إنه يختنق ساعديني |
| boğuluyor. 20 saniyesi daha var. | Open Subtitles | إنه يختنق. ـ و20 ثانية باقية قبل نهاية الجولة... |
| Küçük köpek boğuluyor. Küçük köpek boğuluyor. | Open Subtitles | الكلب الصغير يختنق الكلب الصغير يختنق |
| Ahbap, kafasını yatırman gerek. Yoksa kustuğunda boğulabilir. | Open Subtitles | يا رفيق، يجب أن تقلب رأسه لو تقيء سوف يختنق بالقيء |
| 12 saati geçirirsen cildin havasızlıktan boğulur. | Open Subtitles | إن زدت عنها فسوف يختنق جلدك |
| Çok kötü. boğulmadan önce, mektubu göndermesini söyle. | Open Subtitles | سىء جداً, قبل أن يختنق قول له أن يرسل الرساله |
| Onun kurbanları bir fıstıkla boğulma şansı yakalayamadılar, değil mi? | Open Subtitles | سيدي ضحاياه لم يحصلوا على فرصه لكي ندعه يختنق في فستق |
| Ve çocuğun neredeyse boğulurken sen orgazm oluyorsun. | Open Subtitles | وأنت تحضى بإنتعاظ بينما يختنق طفلنا بهدوء بالغرفه الأخرى |
| Brokoli boğazına kaçar ama kendini yalarken bir sorun yok. | Open Subtitles | ـ يختنق بالقرنبيط لكن ليس لدية مشكلة باأن يلعق نفسة |
| boğuluyordu ve onu sandalyesinin arkasından atmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان يختنق بسبب عظمة وجعلته يرمي ينفسه من على مقعده |
| - Belki de sadece nefes alamıyordur. - Yani boğulacak, daha mı iyi sence? | Open Subtitles | . ربما هو لا يستطيع التنفس إذن هو يختنق ، هل ذلك يحسن الأوضاع ؟ |
| Yani ya oksijensiz kalacak ya da donarak ölecek. | Open Subtitles | لذلك إما أنة سوف يختنق او يتجمد حتى الموت |
| Ben olmasam boğulmaktan kardinalin götünden daha çok kızaracaktı. - Ve gerçek... | Open Subtitles | وكاد أحدهم أن يختنق مُحمّراً الوجه لولا أنقذته |
| Daha sonra silah sesleri duyduk ardından sanki birisi boğuluyormuş gibi sesler geldi. | Open Subtitles | و سمعنا صوت أطلاق النار وبعدها كان كصوت أحدهم وهو يختنق |
| Ne yani, bırakalım da kendi kanında yavaşça boğulsun mu? | Open Subtitles | إذاً من الأفضل أن ندعه يختنق بالبلازما الخاصة به؟ |
| Solunum cihazı kapatıldığı için boğulmaya başlamış. | Open Subtitles | جهاز التنفس كان مقطوع. وبدأ يختنق. |