| Buraya gelerek yeterince risk aldım. Sizde bana ait olan bir şey var. | Open Subtitles | لديّ الكثير على المحك هنا لديكما شيء يخصني |
| Bizde kaldığın zamanlarda, bana ait olan bir şeyi yanlışlıkla almadın, değil mi? | Open Subtitles | ـ عندما كنت ساكن عندنا ، لم تأخذ شئ يخصني بالغلط ، صح ؟ |
| Olduğun yerde kal.olduğun yerde kal. Merak etme.Seninle ilgili değil, benimle ilgili. 13 00:00:56,859 -- 00:00:58,077 Hareket etme.Hareket etme! | Open Subtitles | إبقي مغطاه يا حبيبتي ، لا تقلقي ، ليس لك شأن بالأمر إنه يخصني أنا |
| eee... Beni ilgilendirmez... - ...ama sen Duke Orsino ile çıkıyordun, öyle değil mi? | Open Subtitles | اعلم أن الأمر لا يخصني ولكنك خرجتي مع ديوك لكورسينو ؟ |
| Benim kendi kişiliğim var. Başka yerlerde merhamet göstermek ayıp değil. | Open Subtitles | ما زلت لدّي عقل يخصني في مكان آخر، اللطـف شئ مُرضي |
| Yani, evet ama bu beni ilgilendirir. Benim özelim bu. | Open Subtitles | لا، حسناً، لكن ما أفعله يخصني وحدي إنه أمر شخصي |
| Ama haklar yasasına göre... bu karar benimdi, sizin değil Sayın Başkan. | Open Subtitles | لا .. ولكن من حقوقي أن هذا القرار يخصني لا يخصك سيدي الرئيس |
| Ot işi dışında burada Benim için bir şey kalmadı. | Open Subtitles | عدا عن سلالة الحشيش خاصتي لا يوجد شيء يخصني هنا |
| Senin içini yiyen bu üzüntün şu an beni ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | ولكن أياً يكن ما يظهره حزنك الآن فهذا لا يخصني |
| Schneke, sanırım sende bana ait olan bir şey var. | Open Subtitles | أيتها الجميلة ، أعتقد أن لديك شيئاً يخصني |
| Bana bu fikirle geldin, bende boşandıktan sonra tamamen bana ait olan bir şey yapacağım için... o kadar heyecanlandım ki. | Open Subtitles | كل ما في الامر ان اخبارك اتتني على حين غرة وبعد الطلاق كنت فقط متشوقة للغاية ان يكون لدي اخيرا شيئا يخصني وحدي |
| Ortak bir tanıdığımız sana bana ait olan bir şey vermiş. | Open Subtitles | أحد معارفنا المُشتركين أعطاك شيئاً يخصني |
| Sana şunu söylüyorum o kızda bana ait olan bir bilgisayar var. | Open Subtitles | ما أخبرك به هو أن "أن تلك الفتاة تحوز حاسوب محمول يخصني" |
| Adrian'da bana ait olan bir şey var ve onu almadan buradan gitmiyorum. | Open Subtitles | أدريان لديه شيء يخصني و أنا لن أغادر حتى أحصل عليه |
| İşle ilgili olsaydı, bana seni ilgilendirmez, demezdin. | Open Subtitles | و إن كان للعمل ما كنتِ لتقولين أنه لا يخصني |
| Garza'nın dul karısı neden benimle ilgili iftiralarda bulunuyor bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف لماذا كانت أرملة غارزا تكذب فيما يخصني. |
| Efendim, bu beni hic ilgilendirmez ama acaba valiyi arayacak misiniz? | Open Subtitles | سيدي، هذا لا يخصني لكن هل ستتصل بالمحافظ؟ |
| kendi katırınızı alın, benimkini bana bırakın. | Open Subtitles | حسنا تعامل أنت مع الفرس واترك لي ما يخصني |
| Aslında, tüm gece boyunca arkanı kollayıp açıklarını kapattıysam sanırım beni ilgilendirir. | Open Subtitles | في الواقع، بالنظر لأنني تسترت على غيابك طوال الليل، فأعتقد أنه يخصني |
| Teknik olarak aldığım para benimdi. | Open Subtitles | تقنياً، المال الذي أخذته يخصني بالفعل. |
| Hakkımda bir şeyi ve sanatın Benim için niye önemli olduğunu paylaşmak istiyorum. | TED | أود أن أشارككم شيئاً يخصني ولماذا الفن مهم بالنسبة لي. |
| Fakat bu seferki beni ilgilendirmiyor, benim kavgam değil, benim işim değil! | Open Subtitles | لكن هذا الأمر لا يخصني , وليست معركتي وليست مهمّتي |
| Anlıyorum! Beni ilgilendiriyor, ama ağzımı açamam, öyle mi? | Open Subtitles | افهم ان هذا يخصني لكن لا افتح فمي بخصوصه؟ |