| Ellerim hala bu sabah donat dükkanında attığım imzalardan ağrıyor. | Open Subtitles | يدايّ ما زالت متورّمتان من إهداء التواقيع في محل بيع الدونات هذا الصباح |
| Şu an babama karşı olan görevimde Ellerim bağlı. | Open Subtitles | حسناً، يدايّ قد تكون مُقيدة مؤقتاً، بخصوص مهمتي ضد والدي. |
| Eh, ellerimi kirletmeyi kesinlikle dört gözle bekliyordum. | Open Subtitles | حسناً ، أنا بالتأكيد أتطلع للوقت التي ستتسخ فيه يدايّ |
| Korkuyorum ve bağırmaya başlıyorum, sonra ellerimi kesiyorum çünkü kafamdalar. | Open Subtitles | لكني أراهم، ثم أرتجف خوفاً وأصرخ، وأقطع يدايّ لأنها تزحف عليهما |
| - Ne? elimi sıkarken gözlerimin içine bakışını görmeliydin. | Open Subtitles | كان يجدر بك رؤية النظرة التي في عينيه حينما صافح يدايّ |
| Onu ellerimde, göğsümde hissedebiliyorum ve bu tohum büyüyüp açana kadar beslenmek ve bakılmak zorunda. | Open Subtitles | أشعر بهِ في يدايّ و صدري، و يجب أن يُعتنى بتلك البذرة، تنمو حتّى تصير ثورة غضب عارمة! |
| Ayıyı mızrağımla öldürdüm ve köpeği de çıplak ellerimle boğmayı başardım. | Open Subtitles | قتلت الدب برمحي. و تمكنت من خلق الكلب بواسطة يدايّ العاريتين. |
| Evet bu gerçekten üzücü ama benim de elim kolum bağlı. | Open Subtitles | وأنا أسفة جداً حيال ذلك، ولكن يدايّ مقيدتان. |
| Eminim, Ellerim zeminin kirinin yanına asla yaklaşamaz. | Open Subtitles | واثقة للغاية أن يدايّ لم تقترب من مكان بوساخة أرضية المنزل. |
| Gidip ellerimi yıkasam iyi olacak çünkü Ellerim yaşlı bayanın DNA'sıyla kaplandı. | Open Subtitles | أجل،و أتعلمون،عليّّ أن أذهب لغسل يدايّ الآن. "لأنها مغطى بالحمض النووى للسيدة العجوزة. |
| Tırmanamadım, açıkta ateş yakamadım. Ellerim kaskatı kesildi. | Open Subtitles | عجزت عن قدح نيران وتصلّبت يدايّ. |
| Ellerim kalktı havaya, sanki hiç değil umurumda! | Open Subtitles | يدايّ في الهواء وكأنني لا أكترث فحسب |
| İstemiyorum. Ellerim boş kalmalı. | Open Subtitles | أود أن تكون يدايّ فارغة. |
| Sana vurmanın tek yaptığı ellerimi acıtmak. | Open Subtitles | ضربكِ سيؤذي يدايّ فقط, لذا, أحضري والديكِ في الغد. |
| Ama orada çölde ellerimi ve dizlerimi ölü bir yengeç gibi tırmalayan beni mağaraya çağıran bir şey vardı. | Open Subtitles | لكنه كنت هناك،في الصحراء زاحفاً على يدايّ و ركبتاي مثل مجفف السرطان... و بعدها أخذت إلى كهف |
| Kablo ellerimi Ne hale getirdi. | Open Subtitles | السلك مزقَ قفازاتيّ يدايّ تشوهتا |
| ellerimi birleştirip yalvardım. Kenara ittiler. | Open Subtitles | للتوسل بيدايّ لقد سحبوا يدايّ بعيداً |
| Geçen gece karakoldayken elimi kaldırdım ve nasıl bilmem, bir adamı odanın öte tarafına savurdum. | Open Subtitles | بالليلة الماضية في قسم الشرطة ، رفعت يدايّ وبطريقة ما ألقيت برجل عبر الغرفة |
| elimi kaldırdığım gibi bu inanılmaz şeyleri... yapabiliyordum... Motor bellek gibi bir şey. | Open Subtitles | فقط ترتفع يدايّ ويمكنني فجأة القيام بتلك الأشياء المذهلة ، كرد فعل |
| - Hayır, ellerimde bir şey dursun istemiyorum. | Open Subtitles | أود أن تكون يدايّ فارغة. |
| Mızrağımla ayıyı öldürdüm ve av köpeğini de çıplak ellerimle boğdum. | Open Subtitles | قتلت الدب برمحي. و تمكنت من خنق الكلب بواسطة يدايّ العاريتين. |
| Dediğim gibi elim kolum bağlı ama mahkemede karşında ben olmayacağım. | Open Subtitles | كما أخبرتك، يدايّ مقيدتان، ولكن لن أكون أنا من تواجهه في المحكمة. |