| O halde söyler misin benim gibi giyinmiş bir siyah kendisine bir soru sorulmadan içeri girip, etrafa bakabilir mi? | Open Subtitles | إذاً أخبرني كيف لرجل أسود يلبس مثل ملابسي يدخل هنا ويتجول في المكان بدون ان يسئلني أحد أي سؤال ؟ |
| O gece o koğuşa giren çıkan başka birini gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت شخص يدخل أو يخرج إلى هذا الجناح تلك الليلة؟ |
| - Kahretsin, polisler geldi. - Buraya başka kimse giremez. | Open Subtitles | اللعنة الشرطة هنا لم يدخل احد هنا انظر لهذا المكان |
| Katilin dün gece buraya girdiğini ya da çıktığını gören birisi olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّ شخصاً رأى القاتل يدخل أو يخرج من السفينة الليلة الماضية. |
| Ben dışarıdayım ve kapıyı izliyorum. Kimsenin girmesine veya çıkmasına izin vermiyorum. | Open Subtitles | أنا أقف خارجا لأحرس الباب ، لا ادع أحدا يدخل أو يخرج |
| Birkaç dakika bu yeni geliş hakkında konuşmak istiyorum, ...şu Meksikalı Santiago Munez, ...restorana girerken çok yakışlı görünüyor. | Open Subtitles | اريد ان اتكلم لثانية عن الواصل الجديد المكسيكي , سانتياغو ميونس الذي رايناه يدخل هذا المطعم وهو وسيم جدا |
| Buranın kilitlenmesini istiyorum. Kimse içeri girmeyecek, kimse dışarı çıkmayacak. | Open Subtitles | أريد إغلاقاً تماماً لهذا المكان، لا أحد يدخل أو يخرج. |
| Ok Danny'nin göğsüne girdi, Danny oku çıkardı, kan akmadı. | Open Subtitles | رأوا سهما يدخل صدر دانى يسحبه خارج ، ولا ينزف |
| Müdür dosdoğru kendi aracına gitmiş, binaya hiç giriş yapmamış. | Open Subtitles | المدير ذهب مباشرة إلى سيارته، و لم يدخل المبنى قط. |
| İçine girecek mekanizma -- Cenevre motoru gibi. | TED | و يدخل هنا جهاز نوع من أنواع أقراص جنيف |
| Ne tür bir hırsız eve girip bir şey almaz? | Open Subtitles | لماذا يدخل اللص ألى المنزل و لا يسرق شيئا ؟ |
| Bir filme girip meraklı gözlerle perdeye bakan bir çocuk gibi. | Open Subtitles | أنت كالطفل الصغير، الذي يدخل على الفلم بمنتصفه ويريد أن يعرف.. |
| Odasına girip onu parmağında oynatır bize sıralarımızı taşımamızı söylerdin. | Open Subtitles | أتريدين الزواج منه؟ يدخل الغرفة ويحرك إصبعه، يسألنا تحريك المكتب |
| Anladığım kadarıyla kurban dışında binaya giren ya da çıkan olmamış. | Open Subtitles | على حسب علمي , لم يدخل أحد أو يخرج من المنزل |
| giren tuz ise bu sararan ve gözden çıkarılan az sayıda yaprağa gönderiliyor. | Open Subtitles | أي ملح يدخل بعدها يتم ضخه إلى أوراق فدائية وتتحوّل للون الأصفر وتنبذ |
| Süvari tam güç kazandı. Ama biz içeri almazsak buraya giremez. | Open Subtitles | قوّة الراكب بلغت الذروة لكنّه لايمكنه الدخول إلا إذا تركناه يدخل |
| Meslektaşlarım virüsün hücre zarına ve ve kırmızı kan hücrelerine girdiğini tespit etti. | Open Subtitles | زملائي اكتشفو ان الفيروس يدخل عن طريق الغشاء الخلوي إلى خلايا الدم الحمراء |
| Ben dışardayım ve kapıyı izliyorum. Kimsenin girmesine veya çıkmasına izin vermiyorum. | Open Subtitles | أنا أقف خارجا لأحرس الباب ، لا ادع أحدا يدخل أو يخرج |
| Bir akşam onu takip ettim ve o motorcu kızla otele girerken gördüm. | Open Subtitles | لذا بأحد الليالي قمتُ بملاحقته ورأيته يدخل إلى الفندق برفقة راكبة الدراجة النارية |
| Ben neler döndüğünü anlamadan kimse mutfağa girmeyecek. | Open Subtitles | لن يدخل أحدُ المطبخ حتى أعلم ما الذي يحدث |
| Ve daha sonra kuzey Nijerya'da üniversiteye girdi. | TED | و بعد ذلك و هو يدخل جامعة شمالي نيجيريا |
| Her zamanki işaretler haricinde, iki haftadan kısa süre içinde pasaport alanlara ve ülkeye ilk defa giriş yapanlara bakacağız. | Open Subtitles | بغير الحالات المعتادة، فنحن نبحث عن أي شخص استخرج فيزا لمدة أقل من أسبوعين، وأي شخص يدخل البلاد لأول مرة |
| Odaya girecek birileri var mı? | Open Subtitles | هل يمكن لأحد ان يدخل هذه الغرفة ؟ السيدة جونز او غيرها ؟ |
| Tüm çevrenin kuşatılmasını istiyorum. Ne biri girsin ne de biri çıksın. | Open Subtitles | اريد ان تسد الشاحنه هذا الطريق ..لا احد يدخل ولا احد يخرج |
| Adamın biri bir para yığınıyla FBI'a geliyor ve onu tutuklaman için yalvarıyor. | Open Subtitles | رجل يدخل الى المكتب الفدرالي يحمل أوراقا مالية و يترجاك أن تقبض عليه |
| Biz görmeden, kimse ne içeri girebilir ne de içerden çıkabilir, Albay. | Open Subtitles | لن يخرج أو يدخل أحدٌ إلى المكان بدون أن نراه حضرة العميد |
| Akşam kapanmadan önce binaya girmek zorundaydı. | Open Subtitles | كان يجب أن يدخل الى المبنى قبل ان يتم غلق المكتب. |
| Ona yaptığımız şaka yüzünden girmedi hücreye. | Open Subtitles | لم يدخل الحبس الانفرادى بسبب المزحة التى فعلناها معه |