"يدون" - Translation from Arabic to Turkish

• yazıyor
• not

Ve blogunda kendi hayatı hakkında yazıyor, Saint Petersburg'daki hayatı hakkında -- 20 yaşların başında -- kedisi hakkında, kız arkadaşı hakkında yazıyor.
و في هذه المدونة ,يدون عن حياته عن حياته في سانت بيترسبيرغ هو في بداية العشرينات من عمره عن قطته عن صديقته

Evet hep böyle söylüyorsun ama sonra John blogda yazıyor ve övgü yine sana kalıyor.
أجل ، انت تقول ذلك لكن جون يدون هذا الأمر وأنت تحصل على تقديرك بالكامل على أي حال

Ne yazıyor peki?
ماذا يدون الآن؟

İşte insanların ne giydiğini, ne içtiğini, nasıl konuştuğunu falan not alırsın.
يدون ملاحظات عما يرتديه الناس و أى التعبيرات العامية يتلفظون بها

Ders kitabı bile olmadan sadece önündeki deftere ciddiyetle not düşen o hali öteki öğrencilerden tamamen farklıymış.
لم يكن يملك كتاب الدراسة و لكنه كان يدون ملاحظته بشكل جدي. بأنه مختلف عن الطلاب الآخرين

Neden her söylediğimi yazıyor?
لمَ يدون كل ما أقول؟

Gerçekten bunları yazıyor mu?
هل حقاً يدون هذا؟

Söylediğiniz her kelimeyi yazıyor. Emirleri uyguluyor tıpkı benim gibi.
يدون كل كلمة نقولها.

*Şöyle yazıyor:
:يدون بها

- Bu şimdiye kadar ki en berbat randevu olarak tarihe not düşülmeli.
يجب أن يدون هذا في التاريخ على أنه أسوأ موعد على الإطلاق

Oyun oynamak için not alan birini hiç görmedim.
أنت أول شخص أراه يدون تلك اللعبة على مفكرة

Nasıl yetişkin olunacağını bilmeyen... benim hayatımı yaşıyormuş gibi yapan... sonra yapacağı şeyler için not alan... hala 13 yaşında bir oğlan olduğumu düşünüyorum hep.
أشعر دوماَ بأني فتى في الثالثة عشرة لا يعرف كيف يكون ناضجاَ ويتظاهر بأنه يحيا حياتي ، يدون ملاحظات إلى أن يحين وقت يضطر فيه لفعل ذلك

Senin gibi iyi öğrenciler not almalılar.
طالب جيد مثلك لابد ان يدون ملاحظة

Gözleriyle not alyor.
إنه يدون المُلاحظات بعينيه.

Her şeyi not ediyor.
إنه يدون كل هذا عنده.